Duyurular
Anasayfa » Faaliyet Raporları » 2019 » Celal Rotası Tırmanış Raporu

Celal Rotası Tırmanış Raporu

Yazan:Mahmut Oflaz

Rotanın ilk çıkışı kulübümüzün bana göre eskilerinden ve benim de eğitmenlerim olan Şükrü ve Rauf 2016 yılında gerçekleştiriyorlar ve Rauf şu şekilde paylaşıyor: “Geçtiğimiz 1 Mayıs’ta Şükrü’yle Sivridağ’da Romen ve Türk Sektörleri arasında güzel bir rota çıktık, kilit diyebileceğimiz küçük tavanın biraz altında bırakılmış bir sikke olduğu için yeni bir rota mı bilemiyoruz lakin yukarılarda başka bir şeyle karşılaşmadık. Kolay bir rota değildi ama kesinlikle çok kaliteliydi. O nedenle biz rotayı ya da en azından tırmanışı, kocaman bir kalbi olan sevgili arkadaşımız Celal’e adıyoruz, umarım artık daha huzurlu bir yerde ufka doğru at sürüyorsundur.”                                    


Celal Rotası topo: Rauf Osman Pınarbaşı Arşivi

Gelişim grubuna yönelik yapılacak olan geleneksel tırmanış eğitimine yardım etmek için 23-26 Kasım tarihleri arasında Sivridağ’a gidecektik. Öncesinden de eğitim süresi boyunca Cansu’yla en azından bir rota çıkmak istiyorduk ve birkaç planımız vardı. Faaliyete katılan eğitmen ve üye sayısının yeterli olması ve kulübün malzeme sayısının da bir hayli olması bize Cumartesi günü bir rota çıkma şansı yaratmış oldu. İlk planlarımızda rehber kitapta yer almamasından dolayı bilmediğimiz bu rota yer almıyordu. Rotayı çıkmamız için Şükrü Antalya’ya yolculuk sırasında tavsiye ediyor ve biz de rota hakkında gerekli bilgilere Rauf’un facebook hesabından oluşturduğu albümden erişiyoruz. Uçaktan 23:00 civarı iniyoruz ve yemekti birkaç ihtiyaç alışverişiydi derken saat gece yarısını çoktan geçmiş oluyor. Sivridağ kamp alanına 02:00 civarı varmış hızlıca çadırları kurup ertesi gün için malzemeleri ayarladıktan sonra saati 9’a kurup Cansu’yla yatıyoruz ama uyanmamız 10’u buluyor ve hatta geçiyor.

Sabah 11 gibi sağlam bir kahvaltı yapıp, Cansu, ben ve Enes teknik malzemeleri sırtlanıp ve Celal rotasına girmek üzere yola koyuluyoruz.

Rota dibine varıyoruz ve birden gökten damlacıkların düşmeye başladığını hissediyoruz. O an yağmurun geçeceği çok belli olsa da biz yine de bir  durum değerlendirmesi yapıp devam etme kararı alıyoruz. Ben malzemeleri kuşanıp ipe giriyorum. Kayayı nasıl özlemişsem hızlıca yükselmeye başlıyorum. İlk ip boyunun başları oldukça pozitif ve rahat ancak sonlara doğru hamleler sertleşmeye başlıyor. İlk ip boyunu bir ağacı geçtikten sonra negatif etaba girmeden bitiriyorum. İkinci ip boyu gerçekten oldukça zevkli devam ediyor. Bu ip boyunun başları biraz ahlatıp poflatıyor, bu kısımda bol bol malzeme atıyorum. Negatif etapları geçtikten sonra kalan kısımlar rahatlıyor ancak önceki kısımda ekspreslerimin büyük bir kısmını harcadığım için biraz daha dikkatli hamleler yaparak rahat sette istasyon kurup Cansu ve Enes de yanıma ulaşıyor. Üçüncü ip boyunu Cansu lider tırmanıyor ve büyük bir sette istasyon kuruyor. Ancak biz yanına tırmanmadan önce yağmur hızlıca yağarak her yeri ıslatıyor. Bizde yanına hızlıca ulaşıyoruz ve havanın gidişatı sebebi 1 ip boyu kalsa da inmeyi planlıyoruz. Bulduğum sağlam kum saatinden iniş yapıyoruz. Tüm bu ıslanma olumsuzluğu yetmezmiş gibi iniş sırasında ipin bir sonraki iniş ağacına yaklaşık 5 metre kala tükendiğini görüyorum. Görece rahat bir yerde durup kendimi bir YYKM (yay yüklemeli kem mekanizması)’a sabitliyorum. Cansu inerken üzerinde malzeme olmadığından 2. İp boyundaki balkonun altındaki sikkeyi es geçerek benim yanıma geliyor ve o da YYKM’e girerek Enes’i bekliyoruz. Enes gelirken bende ona sikkenin yerini ve yapması gereken şeyleri söylüyorum. Enes sikkeye giriyor ve backup olarak bir baba kullanıyor. Yeni iniş istasyonumuzu oluşturduktan sonra ipi çekmeye başlıyor. Ancak ip gelmiyor. Zaten yağmurda ıslanmışız hava kararmaya başlamış ve hala da yağmur yağarken ipin gelmemesi  tadımızı kaçırıyor. Bu arada ben kafa lambası da almamışım içler acısı halim. Enes’ten kırmızı ip sabitlemesini ve mavi ipi bana atmasını istiyorum. Mavi ip bana biraz zor ulaşıyor ancak biraz tırmanarak ip alabiliyorum. O an aklıma gelen çözüm, yarım iplerden birinin ucunu mevcut istasyona sabitledikten sonra ipin diğer ucunda yükselerek iniş yaptığımız istasyona ulaşmak ve problemi kaynağından çözmekti. Daha önce eğitimlerde statik ipleri kullanarak günlük güneşlik havalarda jumarlamıştım. Ve hatırımda oldukça rahat ve keyifli olarak kalmıştı. Ancak şimdiki mevcut durumumda, dinamik ipte, karanlıkta ve yağmur altında jumarlamak hiç hatırladığım gibi değildi. İniş yaptığımız ipin boyu 70 m idi ve ipin esnemesiye bu uzunluk yaklaşık 90 m’yi buldu ve hatta geçmişte olabilir. İp sakız gibi sünüyordu ve jumar aleti yanımda olmadığı için yağmurda ıslanmış olan ip ve prusikler sürtünmeden dolayı zor kayıyordu. Prusikle yükselirken belirli aralıklarla back up olarak ipin gerisinden düğümlerde atıyordum. Önümde ise geçmem gereken balkon vardı. Boşlukta yükselmek pek problem değildi ancak balkonun üstüne çıkmak gerçekten güç bir işti. Ahlaya poflaya yükseldim. Bu sırada çalılara ve her şeye söyleniyordum. Donuma kadar ıslanmıştım. Neyse ki istasyona ulaşmıştım. İp tahmin ettiğim gibi biraz aktıktan sonra V çentiğe sıkışmış ve orada takoz gibi kalmıştı. Hızlıca durumu düzelttim. Enes ve Cansu ile aramızdaki balkondan dolayı iletişim kurmak bir hayli güçtü. Neyse ki sabitlenmiş olan kırmızı ipi çözdürebilmiştim. Daha sonra inişe başladım ve ip yine başka bir yere takılabilir diye balkonun altına inmeden bir babadan iniş yaparak ip boyunun ikiye bölmüş oldum. Bu sayede hem tek seferde yetişemediğim ağaca da ulaşabilecektim hem de ip daha az sürteceği için rahatça çekilebilecekti. Ağaca ulaştıktan sonra Cansu ve Enes de yanıma indiler. Bu ağaçtan da tek ip inişiyle zemine ulaştık.

Tabi tüm bunlar oluyorken kamp alanındaki ekibimizle de iletişim halindeydik. Maalesef bizim durumumuzda olan bir ekip daha vardı. Yavuz ve Ayberk’te girdikleri rotada bizim gibi ip takılması sonucu kalmışlardı. Onlar jumarlayamacaklarını söyleyerek kamptan yardım istemişlerdi. YTÜDAK AAK (sanırım gerçek anlamını bulduk) onlara ulaşıp bir şekilde indirmişlerdi. Yavuz ve Ayberk detaylı bir raporunu yazarlardır muhtemelen. O ekipten Şükrü ile Sefa bizi rota dibinde bekliyordu. İnişlerimiz bittikten sonra hızlıca toparlanıp kampa ulaştık.

İp takıldığı için prusikle yükselmek üzere ipe girip aylaya pohlaya yükselmeye çabalıyorum.

Neyse ki orada gecelememiştik ve kampa ulaşıp Ytüdak ailesinin bizlere hazırlamış olduğu çorba ve makarnaları hunharca yiyebilmiştik.

Teknik Rapor

Rota Romen ve Türk sektörlerinin ortasında bulunuyor ve oradaki doğal hat takip ediliyor. Emniyet imkanı bol ve kayası sağlam.

1.İp boyu, 50 metre VI –

Bu ip boyu nispeten düz gidiyor. Emniyet imkanı bol. İp boyunun kilidini geçince bir ağaç mevcut. Burada istasyon kurulabilir ya da 5 metre daha yükselerek nispeten biraz daha açık bir setimsi yerde de kurulabilir. Biz bu daha açık setimsi yerde istasyon oluşturduk.

1. ip boyu su oluklu etap
2. ip boyu başı

2.İp boyu, 50 metre VI+

Açık setten 5 metra sola yan geçiş ardından hafif negatif etabı bitirdikten sonra asıl kilide ulaşmak üzere sağa diyagonal yükselerek balkonun altına ulaştım. Bu kısım biraz otlu. Sabit sikke mevcut. Balkonun altında emniyet imkanı bol. Biraz çürüklük var. Balkonun üstü rahatlıyor ve ağacın sağında kalacak şekilde yükselerek sete ulaşıyorum.

2. ip boyu sonu
2. ip boyu kilit etap

3.İp boyu, 50 metre V+

İp boyu düz devam ediyor. Ara emniyet imkanı bol. Bir sonraki büyük sette doğal emniyet noktaları mevcut. Keyifli bir ip boyu. 

3. ip boyu başı tırmanıcı Cansu Melisa Çakır

İniş:

Aynı rota üzerindeki kum saati ve ağaçlardan. Çok fazla maki çalıları bulunmakta ve yüzeydeki girintilere ip takılması olası!

3. ip boyu sonu yağmur altında inişe hazırlanırken

Bu tırmanışı yapabilecek teorik ve pratik bilgi birikimini bizlere aktaran Ytüdak’a sonsuz teşekkürler.

Vulnerability Scanner