Ekip: İ. Akhan Atalay, H. Bora Gürbüz, C. Güneş Ergüden
Yazan: Güneş Ergüden
Tarih/Süre: 30.09.2002/ 3.5 saat çıkış, 1 saat iniş.
Teknik Malzeme: Kask, friendler, perlonlar, 10.5mm 60m.dry ip, 10.5mm. 50 m.dry ip, 1 set takoz, ekspres setler.
Geyikbayırı cennetinde bol bol tırmandıktan sonra, Olimpos’a geçip 2 gün dinlendik. Dönüşte çektiğimiz otostop bizi Antalya-Kemer yolu üzerindeki Altınyaka sapağına kadar getirdi. Oradaki bir marketten son eksiklerimizi tedarik edip 5 dakikada Hurma’ya vardık ve Mavi Belde Villa Kooperatifi’ne doğru giden yolun kenarında bizi alacak şanslı aracı beklemeye koyulduk.
Hava bulutlu, indirdi indirecek. Ama her zamanki gibi “açar,açar…” Neyse sonunda bir Mercedes araba arkasında en fazla iki kişinin sığabileceği beton borularla dolu römorkuyla ufukta belirdi. Abiler sağ olsunlar aldılar bizi. Akhan içeri geçti, biz de Bora’yla totolarımızı borulara uyduracak şekilde kıvrılıverdik römorkun üzerine. Ama her virajda bir hop etti içimiz, galiba şoför kardeşin de gizli amacı buydu. Neyse sonunda Mavi Belde Koop. veya Gedeller Köyü sapağına geldik, artık duvarın dibine kadar yürüyüş faslı başladı. İçeri doğru biraz yürüdükten sonra tek tük evler başlıyor, bunlardan sonra sağa doğru bakarak ilerlenirse biraz yukarıda kalan su kaynağı fark edilebilir. Zaten kamptayken de su almak için buraya gelmeniz gerekiyor. Buradan ormanın içerisine devam eden patika en konforlu ulaşım yolu.. Zaten patika belli ve kayaların üzerindeki mavi ve kırmızı boyaları takip ederseniz 10 dakika gibi bir sürede direkt kamp yerine varıyorsunuz. Kendimize göre bir kamp yeri seçtik. Şöyle bir rotaya baktıktan sonra yemek işlerine koyulduk.
Hava çok nemli ve bu havada uyumak bile zor. Başlarımızı kapıdan çıkarıp öyle uzandık. Sabahki hava durumunun tedirgin bekleyişi, üçümüzün beraber ilk duvar tırmanış heyecanı ve hem geleneksel hem de boltlu ip boylarının bir arada olduğu 4 ip boyluk güzel bir kayayı tırmanmanın hevesiyle uyuduk. Bora daha önce bir kere tırmanmıştı bu rotayı, o yüzden rota hakkındaki istihbaratımız sağlamdı ve tırmanış boyunca da bunun meyvesini yedik. Hem zaman hem de rahatlık olarak.
Sabah kalkıp kahvaltımızı ettik, hafif hafif yağmur serpiştiriyordu, ama tırmanış başlayınca o da kesildi ve sıcak kayalar hemen kuruyuverdi. Yanımıza 2 litre su, biraz çikolata ve kek dışında besin almadık. Sabah 09.00 gibi duvarın önündeydik. (Diğer arkadaşlarımızsa okulda derslerine girmekle meşguldüler.) 1. ve 3. ip boylarını ben, 2. ve 4. ip boylarını ise Akhan lider tırmanacaktı. Bora hem önceden tırmandığı için hem de zaman kaybetmeme açısından ortada kalmayı kabul etti ve lider şerefini bizlere bahşetti. Böylece hiçbirimiz ipten çıkmamış olduk. Ama belki de hepimizden daha önemli bir konumdaydı. Kameramanlık görevi ağırlıklı olarak ondaydı. Bu tırmanışın video kaydı Türkiye’de daha önceden yapılmamış bir şey olacaktı. İlk duvar tırmanışı görüntüleri.
Aletleri ayarladıktan sonra ben aletli olan ilk ip boyunu yüzeyin sağ tarafından tırmanmaya başladım. Çok rahat ve pozitif başlayan yüzey 30. metreden sonra dikleşmeye ve yüzeyleşmeye başlıyor. Kaya yapısı çok sağlam ve aletlere güvenim tam olduğu için başta sık ama sonra seyrek alet atarak 50-55 metre ilerleyip ilk istasyon noktasına vardım. Bu nokta, perdenin sağ kenarına çok yakın bir kızılımsı kaya topluluğu. İstasyon için elverişli, bir baba, bir kum saati ve friendlik noktalar. Zaten duvarın tümünde popüler alet friend, çok işe yarıyor. Üç noktalı istasyonumdan sırayla Bora’yı ve Akhan’ı yanıma aldım. Artık hepimiz yerden yüksekteydik. Bu ip boyunun zorluğu 4’ün üzerinde değil.
Aletli olan ikinci ip boyunu da Akhan lider tırmandı. Kızıl kayalardan perdenin sağ yüzüne doğru giderken bacamsı bir yapıya giriyorsunuz, burası bizim tırmanıştan önce Öztürk’ün friendinin olduğu pasajdı ama Akhan denedi, ardından Bora denedi ve friend özgürlüğüne kavuştu.(Öztürk’e kavuştu yani.) Bacamsı pasajı geçtikten sonra sola doğru setli bir şekilde ilerleyen rotadan meşhur sete ulaşılıyor. Bu ikinci ip boyu da yaklaşık 50 metre, zorluğu ise en fazla 4+.
Sette istasyon boltlarını kullanmak istasyon alma derdini sıfıra düşürüyor. Ama boltlarda varolan bir takım malzemeler (perlon, yardımcı ipler) çok uzun sürelerdir orada durduğundan çok sağlıklı değiller. Biz onların bir kısmını iniş sırasında değiştirdik. Bu setten sonra boltlu ip boyları başlıyor. Biz fazla ve gereksiz malzemeleri burada bolta bıraktık. Yanınızda 8-10 ekspres seti olmasına dikkat edin. Dikkat edilirse boltların geçmişte daha yukarıda olduğu ve sonra yerleri değiştirilerek 10 cm. aşağıya alındığı fark edilebilir. Önceki klip pozisyonları bayağı kastırıyor olmalıydı.
Üçüncü ip boyunu ben lider tırmandım. Yüzey setten sonra tamamen masifleşiyor ve bu mükemmel boşluk hissinde yaklaşık 5+ zorlukta yüzey tırmanmak gerçekten çok keyifli. Arkada orman ve hatta uzakta Antalya, kuş cıvıltıları, etraftaki dağlar, sis ve kaya duvarları insanın aklına acaba Yosemite nasıl bir yer sorusunu sık sık getiriyor. Tutamaklar küçük ama rahat tutulur şekilde, zaten yüzeydeki hafif pozitiflik de rahatlatıyor hamleleri. Üçüncü ip boyunun ortalarında balkonumsu bir olay geçiliyor ve kilit pasaj olarak burası geçiyor ama üçüncü ve dördüncü ip boylarının zorlukları bence çok yakın. İkisinin de maksimum zorluğu 5+,6-. Üçüncü ip boyu yaklaşık 25 metre. Bu noktada boltları takip ederek 3 boltlu askı istasyona ulaşıyorsunuz. Burada son ip boyu başlıyor ve bu istasyondan rotanın sonu olan istasyon ağacı gözüküyor.
4. ip boyunu Akhan lider tırmandı. Bu ip boyu 30 metre civarında, zorluğu ise gene en fazla 5+,6-. Gayet akıcı bir şekilde tırmandıktan sonra üçümüz de istasyona vardık. Son istasyonu bir ağaç ve boltu eşitleyerek kurabilirsiniz. Gayet süratli olarak çıkmıştık ve tırmanışın bitmesine üzüldük. Çok keyifli ve akıcı giden bir rota. Kim bilir belki bir gün tavanı sağından geçip Doğu duvarını devam etmek bir proje olabilir diye düşündük. Ağaçtan meyvelerimizi topladıktan sonra iniş için hazırlıklara geçtik.
İki ipimiz olduğu için bir seferde 55 metre inebilmek çok büyük avantaj. Ama düğümün hangi tarafta kaldığını yani hangi ipi çekmeniz gerektiğini unutmayın. Bunun için ayrı renkte ipler kolaylık sağlıyor. İstasyondan bu şekilde direkt sete kadar inebildik. İnişi ağaçtan ve bolttan yaptık. Setten direkt aşağıya inilemiyor. Setin yaklaşık 30-40 metre altında, perdenin sağ yüzünde başka bir ağaç var. Biz bolttan ona inip ağaca perlon dolayıp yere kadar oradan inebildik ve gayet rahat oldu. Tırmanışın tamamı dört buçuk saat gibi iyi bir sürede tamamlanmış oldu. Çok keyifli bir şekilde kampımıza döndük, kameradaki kasedi bitirip toparlandık ve şehre dönüş yoluna başladık. Yola kadar yürüdük ve oradan gene otostopla otogara vardık.
Geyikbayırıyla, Olimposuyla, Sinema Perdesiyle çok dolu bir tırmanış gezisiydi. Ekip arkadaşlarım Bora ve Akhan’a bana bu muhteşem tecrübe ve anıyı armağan ettikleri için sonsuz teşekkürler… Bu arada tırmanış görüntülerimizin montajlanmış son hali çok yakında beğeninize sunulacak, umarım bu amatör iş daha nicelerinin başlangıcı olur.