Rota: Ağrı Dağı Güney Yüzü Klasik Rotası
Ekip: Anıl Şarkoğlu, Volkan Çakır, Seval Balcı, Alexey Kokotov
Tarih: 16/22 Temmuz 2012
Malzeme: Kask, Kazma, Krampon
Yazan: Seval Balcı
1. Gün
Konu Doğubayazıt ve Ağrı olunca akan sular durur, iş güç neyse bırakılır ve gidilir. Yaptığım da tam olarak bu oldu, 16 Temmuz pazartesi öğlen uçağı ile Van’a doğru yola koyulduk. Ekip Alexey’le birlikte 4 kişiden oluşuyordu. Alexey St. Petersbug ‘da doğup Montreal’de yaşayan Rus asıllı Kanada vatandaşı bir matematik profesörü, aynı zamanda sıkı bir dağcı. Bu durumda ekibin çömezi bendim ve bu beni biraz korkutuyordu. Van’dan Doğubayazıt’a geçmemiz arada Muradiye Şelalesinde çay molası ile birlikte, 2 buçuk saat kadar sürdü. Çay molasından sonra Alexey’e Niagara şelalelerini görüp görmediğini sorduğumda otomobille 6 saatlik mesafede olmasına rağmen hiç gitmediğini söyledi. Oysa dağ için binlerce kilometre öteden gelmişti.
Bu tırmanış aynı zamanda iki hafta sonra, Anıl ve Volkan’ın Khan Tengri (Tian Shan), benim Elbruz (Kafkaslar, Rusya) çıkışlarımız için aklimatizasyon sağlayacaktı. İşte sonunda dağ karşımızdaydı.
2. Gün
Son hazırlıkları da tamamladıktan sonra sabah 3200 metredeki ana kampa gitmek için otelden ayrıldık ve Çekme köyüne doğru yola koyulduk.2900 metre civarında indiğimiz yerden, ana yolu takip ederek çıkışa başladık. Yaklaşık bir saatlik bir yürüyüşten sonra ilk molamızı, Mahmut abinin yayla evinde verdik. Çaylar sorulmaya gerek duyulmadan önümüze sunuldu. İçimiz ısındı bile. Yürüyüşe devam ederek kampa vardık. 3200 kampına aynı zamanda yeşil kamp da deniyor, su kaynağının bulunduğu geniş bir düzlük, dönem itibari ile de yeşil. Geceyi burada geçirdik.
3. Gün
Dağda ikinci günü, aklimatize olmak için 4100 metreye yükselip iniş ile geçirdik. Çıkışımız 2 saat iniş ise 1 saat kadar sürdü. Çıkışı tamamladıktan sonra geceyi yine yeşil kampta geçirdik.
4. ve 5. Günler
Sabah kampı 4200 metreye taşımak üzere, 9:00 gibi yürüyüşe başladık. Yine patikayı takip ederek gayet açık ve güzel bir havada üst kampa ulaştık. Gece zirve çıkışı için 1:00’de uyanacağımızdan, erkenden uykuya geçtik. Henüz uyuyamamışken bir anda başlayan dolu ile yerimizden zıpladık. Yağış misket büyüklüğünde buz toplarının yarım saat boyunca tepemize inmesi ile bitti. Neyse ki ne bize ne de çadırlara herhangi bir zarar gelmedi.
Tekrar uyumaya çalışırken, bu kez mide bulantısı ile uyandım. Yediklerime dikkat etmemiş ve irtifaya uyum sağlayamamıştım. Geceyi kusarak geçirdikten sonra saat 2:00’de başlayacak yürüyüş için hazırdım ama kusmaya da devam ediyordum. Hiçbir şey yiyemeden ve içemeden tüm sorumluluğu da üzerime alarak çıkışa başladım. Akşam yağan dolunun da etkisiyle 4500 metreden sonra kramponları takıp devam ettik. Anıl, Volkan ve Alexey epey önde ilerliyorlardı. Mide bulantım devam ediyordu.
Havanın gayet açık olmasından cesaret alarak, yükselebildiğim kadar devam etmeye karar verdim. Sabah 6:30’da, 5000 metredeki sırta ulaşmıştım. Hava tahminleri ki yanılmışlardı! Hava patlayacak diyordu. Zirve çok yakındı fakat dönüş yolunu da düşünmem gerekiyordu. İnişe geçtim. Zirveyi tamamlamış olan ekiple4700 metre civarında bir araya geldik.
İnişi tamamlayıp 4200 metredeki kampa vardığımda, hiç enerjim kalmamıştı ama artık bir şeyler yiyebiliyordum. Saat 11:00 gibi kampı toplayıp, 3200 metreye inişe başladık. Tırmanış bitmişti, sıra 3200 metrede kampının keyfini çıkarmaya gelmişti.
6. Gün
Sabah 9:00’da kampı toparlayıp 2 saatlik bir yürüyüşle Çekme Köyüne indik. Burada bizi bekleyen aracımızla Doğubayazıt’a geçtik. Günü ve geceyi biraz turist havasında burada geçirdik.
7. Gün
Sabah Van Havaalanından 9:45 uçuşu ile İstanbul’a vardık. Alexey ile Elbruz’da buluşmak üzere, Anıl ve Volkan’la da birkaç gün sonra yapacakları Khan Tengri tırmanışı sonrasında görüşmek üzere vedalaştık.