Ekip (Alfabetik Sırayla): Bora AKAYDIN, Şahin DEMİR, Pınar KAVAK, Anıl ŞARKOĞLU
Rota: Güney Klasik
Tarih: 18-24 Şubat 2011
Malzeme: 4 buz vidası, bir 60m yarım ip, herkese birer krampon, 3 yürüyüş kazması, 1 çekiç kafa teknik kazma
Faaliyet Planı:
- 1. Gün – 3200m
- 2. Gün – 4200m
- 3. Gün – Dinlenme Günü
- 4. Gün – Zirve Günü
- 5. Gün – Yedek Zirve Günü
- 6. Gün – Dönüş
18 Şubat 2011, Cuma
1.5 aylık uzun bir organizasyon, faaliyet ve antreman maratonundan sonra herşey halledilmiş Ağrı Dağı’na tırmanış için fiziksel ve psikolojik olarak herşey hazırdı. Aslında bundan öncesi faaliyetten çok daha uzun ama anlatmaya değecek kısım bundan sonrası. Ekipten herkes şehirle ilgili son işlerini de hallettikten sonra uçak saatini beklemeye başladık.
19 Şubat 2011, Ctsi
Ağrı havaalanı hava şartlarından oldukça etkilenen bir havaalanıymış. Ağrı’da yoğun sis olması ve havaalanında görmeden iniş yaptıracak sistemin olmaması yeterince üzücü bir durumken bu nedenle bizim uçuşun iptal olduğunu öğrenmek bizim açımızdan daha üzücüydü. Elimizde hava raporları olduğundan ertesi gün daha kötü bir hava olduğunu biliyorduk. Riske girmemek için biletlerimizi ertesi günkü Kars uçağına çevirdik. Kars’tan Iğdır’a ücretsiz, oradan da Doğubeyazıt’a 10TL’ye THY’nin servisi var. Şehirde bir gün daha. Plandan geri kalmamak için acele etmeye karar verdik. Bu arada ekibin Tunceli’nden katılacak üyesi Şahin yola çıktı.
20 Şubat 2011, Pazar
Uçak 12:00’da İstanbul’dan havalandı, 2sa sonra Kars’a indi. 17:00 civarında Doğubeyazıt’taydık. 21sa’lik yolculuğun ardından bizimle aynı zamanlarda Doğubeyazıt’a varan Şahin’le buluştuk. Acele etme kararı aldığımızdan alışveriş listesi daha önce hazırlanmıştı. Listeyi tamamlarken bir yandan da Anıl, İlçe Jandarma’da nöbetçi komutandan izinleri işleme koymasını rica ediyordu. Yemek yiyip otel odalarımıza çekildik. Çantaları sırtımıza takılacak şekilde hazırladık, yürüyüşte giyilecek giysileri ayırıp uyuduk.
21 Şubat 2011, Ptsi
7:00’de otelde kısa bir kahvaltının ardından, Doğubeyazıt’ta acentesi bulunan ve bizim için bazı gerekli şeyleri buraya gelmemize gerek kalmadan halleden Ecevit (TOZBEY) Bey, bizi otelden aldı. Yürüyüşe başlayacağımız Eli Köyü’nün biraz üzerindeki patikada minibüsün çıkabileceği noktaya kadar götürdü. Saat 10’da faaliyet gerçek anlamda başladı. Birkaç kısa mola ve bol bol karda bata çıka ilerlemeden sonra hedefimiz olan 3200m kampı yerine 2900m civarında korunaklı bir vadi içerisinde kampımızı kurduk. Gelirken düz yerlerde bolca tabaka oturttuk. Bunun yukarılarda da böyle olmaması gerektiğini sürekli içimden geçiriyordum. İTÜDAK’tan M. Volkan ÇAKIR’ın da bir partneriyle birlikte bizden biraz daha yukarıya Ctsi günü kamp kurduğunu ve beklediğini öğrendik. Hava raporları bugün için kapalı fakat gelecek dört gün için açık görünüyordu. Diğer ekip rüzgardan korunmak için rotadan biraz sağa kaçmışlar ve kamplarını orada kurmuşlardı. İletişim kurduğumuzda onlar da batan kardan çok şikayetçi olduklarını belirttiler.
22 Şubat 2011, Salı
Planın 300m gerisinde olduğumuzdan biraz daha fazla yükselmek yada 4200m’ye kadar bir ara kampla çıkarak yedek zirve gününü daha ilk günden kullanmak arasında kararsızdık. Bu kararı günün sonunda nerede olduğumuza göre verecektik. Açık havada ilerliyorduk. Öğlene doğru diğer ekibi yukarımızda bir parkuru keserken gördük. Biz aşağıda yer yer belimize kadar batan karda ilerlemek yada kardan üzeri örtüldüğünden dibini görmediğimiz kayalara ayağımızı sıkıştırıp kırmamaya çalışıyorduk. Aralıksız 5.5sa’lik yürüyüşten sonra diğer ekibin 3300m’de kestiği yere geldik. Burası riskli bir çığ parkuruydu. Önce Anıl ve ben; biz parkuru bitirince de Şahin ve Pınar önceki izlere dikkatle basarak ve tabakayı oynatmamaya çalışarak hızla kestik ve sorunsuz karşı tarafa geçip artık üzerinde olmamız gereken sırt hattına bağlandık. Yarım saat sonra güneş batacaktı. Yukarıdaki ekip batak kardan ötürü 3750m’ye kadar yükselebilmiş ve 4200m kampına ulaşamadan kamplarını kurmak zorunda kalmıştı. Bizim yapabileceğimiz uygun bir kamp yeri bulup güneş batmadan kampımızı kurmak yada daha öncekilerin yanına soğuğa rağmen yükselmekti. Sırt üzerinde sert rüzgar ve yer yer kar yağışı olduğundan zorlamadan kampı 3350m’de sırtın üzerindeki korunaklı bir yere kurduk. Bütün gece rüzgar uğultusuyla geçti.
23 Şubat 2011, Çarş
Bügun kampı 3750m’ye taşımaya niyetlendiysek de başağrımdan dolayı vazgeçtik. Şehirden cep telefonuyla aldığımız hava tahmini ptsi aldığımız tahminlerin aksine pazara kadar kapalı hava ve yağış gösteriyordu. Plan önce bugün dinlenme günü, ertesi gün 4200m kampı ve ondan sonra da zirve günü olarak şekillendi. Gün yemek yiyip sıvı alarak geçti. Bir ara hava açıp 4200m ile zirve arasına bakınca çok dolu olduğunu gördük. Günlerdir yağan kar birikmiş, bazı yerlerden ufak ufak akmış ama asıl kütle zirve külahında birikmiş duruyordu. Daha önceki günlerde yürüyüşte bolca oturttuğumuz tabakaları da aklımıza getirdiğimizde yolda çığ riskinin çok büyük olduğu meydandaydı. Hava raporlara göre kötü gidecek ve daha çok kar yağacaktı. Bu durumda çığ tehlikesi olmayan yerlerde de batak kar bizi yoracaktı. Bütün bu bilgilerin ışığında dinlenme gününde ertesi gün dönüş kararı almak zorunda kaldık. Yukarıdaki ekip herşeye rağmen 3750m’den ertesi gün zirveyi zorlayacaktı.
24 Şubat 2011, Perş
Açık havada batak karda 3.5sa’lik yürüyüşten sonra minibüsün bizi ptsi bıraktığı yere dönüp tekrar minibüse binip Doğubeyazıt’a döndük. Hava raporu yine yanılmış; kapalı olması gereken günde açık bir hava yakalanmıştı. 17:15’te yukarıdaki ekiple tekrar GSM şebekesinden temas kurduğumuzda zirve yaptıklarını ancak batak karda yürümekten çok yorulduklarını ve ertesi gün ineceklerini bildirdiler.
Not: Ctsi dönüşte Ağrı – İstanbul uçağı yine iptal oldu. Bu yüzden mümkünse Ağrı havalimanını kullanmak yerine Kars havalimanını kullanıp, Kars – Iğdır – Doğubayazıt minibüs güzergahını kullanmak yada Van havalimanını kullanıp, Van – Doğubayazıt minibüslerini ara ulaşım olarak kullanmak daha mantıklı.
Bora Akaydın