Ekip: Berkcan Akbulut ,Seval Balcı,Çiğdem Okan,Mehmet Celalettin Öksüz,Anıl Şarkoğlu / YTÜDAK-YDK
Mehmet Volkan Çakır (İTÜDAK),Salih Yıldırım (DAG)
Rota : Güney Klasik
Tarih : 01-08 Mart 2014
Malzemeler : Kask, yürüyüş kazması, teknik kazma, krampon , buz vidaları, 60m yarım ip, perlonlar, kilitli karabinler, HMS, ATC , bel kolonları , prusikler ( bu faaliyette teknik malzemeler kullanılmamıştır )
Yazan: Çiğdem Okan
Faaliyet Planı:
- 1.. Gün – 3100m 1.kampa varış
- 2.. Gün – 3800m aklimatizasyon yürüyüşü ve kampa dönüş
- 3.. Gün – Kampı 3800m’ye taşıma
- 4.. Gün – 4200m aklimatizasyon yürüyüşü ve kampa dönüş
- 5.. Gün – Zirve deneme ve dönüş
Ocak ayı sonunda YDK e-mail grubundan YTUDAK Gelişim e-mail grubuna da yönlendirilen bilgiyle haberdar olduğum, Mart ayı başında yapılması planlanan Ağrı kış çıkışı faaliyetine kesinlikle katılmak istiyordum. Öncelikle hemen her görüştüğüm yerde klüpteki tecrübeli arkadaşlara Ağrı kış çıkışıyla ilgili sorular sormaya başladım. Biraz bilgi edindikten sonra da eğitmenlerimizden izinlerini istedim. İşlerimi de ayarlayıp zaman yaklaştıkça gerçekten gidiyor olduğumu anladığımdan heyecanım artmıştı . Benim şimdiye kadarki en yüksekteki ve en soğuk faaliyetim olacaktı. Bu arada faaliyete katılacak ekip oluşmaya başlamıştı. Ekip olarak sık sık haberleşmeye ve hazırlıklara başladık. Faaliyet öncesi toplantımızı yaptık ; gereken malzemelerin listesini gözden geçirdik, ortak kullanacağımız malzeme paylaşımını yaptık , eksiklerimiz için arkadaşlardan ödünç malzeme ayarladık, kartuşlarımızın ulaşımı konusunu da sağolsun Anıl halletti.
Beraberce hava durumunu takibe devam ederek yolculuk gününü beklemeye koyulduk.
01 Mart 2014
Son ana kadar yaşanan birkaç aksilik yüzünden 6 kişi kalan ekibimizle saat 07.00 civarında Sabiha Gökçen havaalanında buluştuk. Anıl ve Volkan’ın aşırı bagajla uçuş tecrübelerine ve Anıl’ın sosyal ilişkilerine güvenerek yaklaşık 25 kg kadar fazla olan bagaj ağırlığımız bize bir sorun çıkarmadan grupça check-in’imizi yaptık. Geriye kalan el bagajlarını aramızda paylaşıp uçuşu bekledik. 1,5 saatlik uçuş sonrası Kars havaalanındaydık.
Bagajların gelmesini beklerken , benim başıma asla gelmeyeceğini düşündüğüm ve başkalarının başına gelse çılgınlar gibi dalga geçececeğim şey oldu ; telefonumu tuvalete düşürdüm! Bununla eğlenip gülerek bagajlarımızı toparladık ve diğer herşeyi olduğu gibi Kars-Doğubeyazıt ulaşımımızı organize eden Anıl’ın ayarladığı, bizi bekleyen aracımıza yerleştik. Partnerinin işi sebebiyle son dakikada gelemeyecek olmasından kendi gelişi konusunda kararsız kalan Salih bize telefon edip partnersiz olarak aramıza katılmaya karar verdiği haberini verince sevindik. Onunla akşam ya da ertesi sabah otelde buluşacaktık.
2,5 saatlik rahat yolculuğumuza Iğdır’da ara verip yiyecek – içecek bir şeyler alıp 1,5 saat daha yola devam ettik ve Doğubeyazıt’a vardık. Biz otele yerleşirken , Volkan ve Mehmet jandarmaya gidip izin prosedürlerini hallettiler. Sonra buluşup alışveriş yapmak için dışarı çıktık. Alışverişlerimizi tamamladıktan sonra Anıl’ın bir tanıdığının ofisine uğrayıp sohbet edip çay içtik. Anlatılanlardan ve gözlemlediklerimden çıkardığım, buralarda tanıdıklar olmadan bir şeyler yapmak çok zor , tanıdıklar olunca da çok kolay. Neyse ki Anıl’ın bağlantıları ve dostlukları sayesinde biz çok şanslıydık. İşlerimizi halledip biraz dinlenmek ve çantalarımızı yerleştirmek için otele döndük. Harika bir yemeğin ardından son hazırlıklarımızı yapıp uyumak için odalarımıza çekildik. Çantalarımızı ayarladıktan sonra biz Seval ile , Anıl ve Volkan’ın yardımlarıyla öğrendiğim şekilde, kramponlarımızı sivriltmekle uğraşıp sonrasında yattık.
02 Mart 2014
Sabah 07.00’de kahvaltıda buluştuk. 08.00 civarında bizi gidebildiği yere kadar bırakacak araçla otelden ayrıldık. Hava şartları ve heyelanla bozulan köy yolunda çok ilerleyemeyen minibüsümüzden inip çantalarımızı sırtlandık ve 08.30 gibi yürüyüşe başladık. Hava kapalıydı. Ben yürürken çok ısındığım için içlikle yürüyordum ama yükseldikçe artan rüzgar ile üşüyünce giyindim. 1- 1,5 saatte 1 kısa molalar vererek 14.30’da ilk kamp yerimize ( 3100m-yeşil kamp ) ulaştık.
Günün geri kalanını dinlenip beslenip sıcak şeyler içerek geçirdik. Akşam yemeği sonrası bir çadırda toplanıp sohbet ettik.
Değişen prosedürler ve komutanın ricası gereği ara ara jandarma santrali aramamız istenmişti. Ayrıca, anne endişesine sahip komutanın bizleri sık sık cep telefonundan araması , bizim de onu aramamızı istemesi ve aşırı ilgisiyle mutlu olduk 🙂 İlerleyen her gün kendisiyle sabah akşam haberleştik.
03 Mart 2014
Sabah 07.00’de uyandık. Yavaşça kahvaltımızı yapıp hazırlandık. Aklimatizasyon yürüyüşü yapacaktık. Yanımıza biraz atıştırmalık , su ve yedek kıyafet alıp 9.10’da harekete geçtik.
Bu sefer hava çok rüzgarlı olduğundan içlik+polar+rüzgarlık ile yürüyüşe başlamıştım. Yaklaşık 200m/saat irtifa alarak ilerlemeye dikkat ediyorduk. Birkaç kısa mola ile 13.15’te 3800 m kampındaydık. Rüzgarın şiddetinden hava olduğundan soğuk hissediliyordu. Bir süre , rüzgardan görece korunaklı bir kayanın arkasında zaman geçirip tekrar kampa dönüşe geçtik. 15.20’de kamptaydık.
Herkes çadırlarına çekilip dinlenip yemeklerini yedikten sonra yine bir çadırda toplandık. Ertesi gün yapacaklarımızı konuşup hava durumunu kontrol ettik. Yarın öğleden sonra hava bozacak gibiydi , sabah 08.00 gibi hazır olmak üzere yatmak için çadırlarımıza dağıldık.
04 Mart 2014
Seval ile 06.00’da uyandık. Gerçi ikimiz de zaten hiç doğru düzgün uyuyamıyorduk.
7 kişilik ekibimizin 4 tane 2 kişilik çadırı vardı. Yükseldikçe fazladan taşıyacağımız ağırlıklar bizi daha da çok yoracağından biraz eleme yapalım dedik. Salih’in çadırını 1.kampta bırakmaya karar verdik. Salih yukarı kampta Mehmet ve Berkcan ile kalacaktı. Hepimiz biraz daha ince düşünüp ekstra ve gereksiz olduğunu düşündüğümüz eşyalarımızı Salih’in çadırına bıraktık.
Biraz ıslak olduğundan toplaması pek sevimsiz olan çadırımızı toplayıp 08.30’da Salih ve Seval ile yürüyüşe başladık. Mehmet ile Berkcan zaten daha erken yola çıkmışlardı. Anıl ve Volkan da nasılsa rahatça bize yetişeceklerinden daha sonra geleceklerdi.
Hava en başta güneşliydi ama sonra kısa sürede değişti , kapadı daha sonra da rüzgar şiddetini arttırdı ve kar yağışı başladı. Bu sebeple pek mola vermeden 12.30 ‘da 3800m kamp alanındaydık. 4200m kamp alanında rüzgar daha şiddetli olacağından hem de kamp yüküyle fırtınada ilerlemek çok zor olacağından 2.kampı 3800m’ye atmaya önceden karar vermiştik.
Hemen çadırlarımızı kurmaya başladık. Kendi adıma zorlu bir çadır kurma süreci olduğunu söyleyebilirim. Hem çok soğuk hem çok rüzgarlıydı. Çadırı gerdirmek için ara ara mecburen eldivenleri çıkartmak zorunda kalmak hiç hoş olmuyordu. Çadırları kurup kendimizi içine atıp ısınmaya çalıştık.
Ekibin genel hali düne göre daha iyiydi. Bir önceki gün çıktığımız yeri , kamp yüküyle aynı sürede çıkmıştık. Tabi ki kar yağışı başlayana kadar 1 gün önceden açtığımız izlerin faydası da büyüktü. Dağa uyum sağlamaya başlamıştık.
Kar yağışı ve rüzgar hızını kesmeden devam etti. Bu yüzden uzunca bir süre çadırlarımızda kaldık. Daha sonra mecburen çadırı temizlemek , tuvalet ihtiyacı gibi sebeplerle dışarı çıktık tabi. Akşam bizim çadırda toplandık. Beraberce sıcak bir şeyler içtik , sohbet ettik, hava durumuyla ve faaliyet gidişatı ile ilgili kritik yaptık.
Yarın ne yapacağımıza sabah havanın durumuna bakarak karar vermeyi kararlaştırdık. Herkes çadırına çekildikten sonra çadırımızın bagaj kısmına kar süprüldüğü için ayakkabı ve çantalarımızı da içeri alıp tulumlara girdik.
05 Mart 2014
Yine bir türlü uyuyamadık. Sabaha karşı dalıp saçma sapan rüyalar görüp 06.30 gibi Sevalle kalktık. Tulumlardan çıkmadan su kaynatıp kahvaltı yaptık. Çadıra girip çıkarken içeri taşıdığımız kar, bizim çadırı vücut ısımızla ısıtmamıza rağmen hiç erimeden çadırın içinde kalıyordu. O kadar soğuktu yani ama erime olmadığı için ıslaklık da olmadığından sorun yaratmıyordu.
Çadırın bagajından başımızı çıkarıp havaya baktık. Hava sisli ve kapalıydı. Şiddetli rüzgar devam ettiğinden önce hala kar yağıyor sandım ama aslında rüzgar karı süpürüyordu. Telsizle aramızda haberleştik. Dışarı çıkıp havayı inceledik. Dünden beri en az 10 cm kar yağmıştı. Saat 10.00 gibi Anıl ve Volkan’ın çadırında toplandık. Telefondan hava durumu tahminlerine baktık.
Havanın öğlen saatlerinde açacağını umarak hazırlanıp 4200m civarına aklimatizasyon yürüyüşü yapmaya karar verdik. Anıl ve Volkan zaten aklimatize olduklarından onlar bize katılmayacaktı. Bu arada en başından beri planları bizden farklı olan Anıl ve Volkan hava durumundan dolayı kendi faaliyet planlarından vazgeçmek durumunda kaldılar.
Biz 11.35’te harekete başladık. 13.45’te 4200m ‘deydik. Kar ve rüzgar yüzünden çok oyalanamadan geri dönüşe geçtik. Döndüğümüzde hava ilk defa çok açık ve güneşliydi. Manzara harikaydı. Fotoğraf ve videolar çektik. Sonra dinlenmek ve beslenmek için çadırlara geçtik. Sık sık telsizle haberleşip şakalaşıyorduk. 16.30’da en rahat ve geniş çadır olan Anıl ve Volkan’ın çadırında toplandık yine.
Hava durumu ve dönüş tarihlerimiz göz önüne alındığında zirve denemesi için gece hareket etmeliydik. Hava durumu tahminleri pek iç açıcı değildi ama yine de denemek istiyorduk. Erkenden yatıp gece 24.00’de havaya bakarak karar verelim deyip biraz hazırlık yapmak için kendi çadırlarımıza dağıldık.
06 Mart 2014
24.00’de uyanıp telsizler aracılığıyla haberleştik. Hava pek de açık değildi. Bir süre aramızda konuştuk. Dışarı çıkıp bakındık. Ekipçe biraz kararsız gibiydik ama denemeden geri dönemezdik.
Biraz kahvaltı yapıp , termoslarımızı doldurup , tüm teknik malzemelerimizi de yanımıza alarak 02.15’te harekete geçtik. Bu sefer üzerimde içlik+kaz tüyü+goretex vardı. Hava gerçekten çok soğuktu ama hareket ettikçe çok üşünmüyordu. Yükseldikçe rüzgarın şiddeti arttı.
Rüzgar kesik kesik daha da şiddetlendiğinde durup vücudumu yüzeye yaklaştırıp bekliyor , etkisi azalınca devam ediyordum. 04.20’de 4300m’deydik. Önceden aramızda konuşup görüş mesafesi çok düşerse geri döneriz demiştik. Sisle karışan rüzgar ve kar görüş mesafesini çok düşürmüştü. Rüzgar etkisiyle adım atmak bile zorlaşmıştı. Hissedilen sıcaklığın -30 civarında olduğunu tahmin ediyorduk. Durup biraz bekleyelim dedik. Hava tahminlerine göre zaten durum giderek kötüleşecekti.
Sonunda ne yazık ki dönmeye karar verdik. Dönüş yolunda Anıl ve Volkan bize ‘white out’ un ne demek olduğunu gösterdiler. Bizim ilerleyişimiz yer yer kaya yer yer kar yüzeylerdendi ancak sol tarafımızdaki kısım tamamen bembeyazdı ve korniş oluşmuştu. Hava da sisli olduğundan yer – gök anlaşılmıyordu.
06.00′ da kampa geri dönmüştük. Hava giderek kötüleşeceğinden çok oyalanmadan inişe geçmeye karar verdik. 1,5 saatte tüm kamp yüküyle toparlanıp alçalmaya başladık. Bir mola ile 09.30’ta kamp 1’deydik. Hava biz alçaldıkça yumuşamış ve ısınmıştı ancak arkamıza baktığımızda dağ giderek sisin içinde kaybolmuştu.
Salih’in çadırında bıraktığımız eşyalarımızı aldık ve Salih de çadırını topladı. Artık bir acelemiz olmadığı için herşeyi ağırdan alıyorduk. 10.30 gibi yola devam ettik. Beraberce verdiğimiz kararla klasik iniş rotasından değil de GPS’e göre kendi belirlediğimiz rotadan inişi yaptık .
İniş , tahminimizden birazcık uzun sürdü . Yeni yağan karın etkisiyle zaman zaman neredeyse bele kadar kara bata çıka ilerlemek işimizi zorlaştırmıştı. 13.45’te minibüsün bizi alacağı yere gelmiştik. Araca yerleşip bizim için getirilen suları paylaştık. 14.15’te Doğubeyazıt’ daki otelimize varmıştık.
Bir sürü eşyamızla otel lobisini bir süre işgal edip sonra sırayla odalarımıza yerleşmeye çıktık. 1 saat sonra hamama gitmek üzere lobide buluşacaktık. Hemen çantalarımızı boşaltıp kurutulması , havalandırılması gereken eşyalarımızı odanın her yerine serdik.
Faaliyetimizin bundan sonraki kısmı tatil havasında geçti. Öncelikle ekibimizin beylerini hamama bırakıp (orada bayanlar hamamı olmadığından) biz Seval ile başka bir adresteki hamama gittik.
07 Mart 2014
Değişen planlarımız sonucu bugünü tarihi , turistik, kültürel gezilere ayırmıştık.Eğlenerek kahvaltımızı yaptıktan sonra biraz gezinmek için dışarı çıktık. 12.30’a kadar boş zamanımız vardı.
Seval ile malzemelerimizi temizlemek için odaya döndük. Ayakkabılarımızı, tozlukları , çadırı vs. temizledik, biraz dinlendik ve lobiye indik. 12.30’ta gelen minibüsle İshak Paşa Sarayı’na doğru hareket ettik.
Sarayı gezip havanın da güzelliğinden istifade edip bir sürü fotoğraf çektik sonrasında kaleye gittik. Saat 15.00 gibi merkeze dönüp çarşıdaki bir restaurantta süper bir yemek daha yedik. Daha sonra otele dönüp eşyalarımızı toparlayıp sabaha işlerimizi bırakmamaya çalıştık.
08 Mart 2014
Saat 08.00’de kahvaltıda buluştuk. 09.15 civarında eşyalarımızı araca yerleştirip tekrar Kars’a doğru yola koyulduk. İnişimizden sonra hiç dağılmayan sis yüzünden Ağrı dağı zirvesini uzaktan da olsa bir daha göremedik. 1,5 saat sonra yol üzerinde bir yerde mola verip çay içip yola devam ettik.
Kars şehir merkezine varır varmaz ilk işimiz peynir almak oldu.
Gurme turuna bağladığımız dağ faaliyetimiz tüm lezzetleriyle devam ediyordu. Salih’in bilgi ve ilgisiyle öğrendiğimiz meşhur bir restaurantta kaz eti yemeğe gittik. Bu faaliyet süresince beraber yediğimiz son muhteşem yemeğimizin ardından havaalanına gittik. Yine grupça check-in’imizi yaptık , sağolsunlar toplam ağırlığımızı hiç önemsemediklerinden fazladan bagaj bile verip uçağı beklerken muhabbete devam ettik.
15.40 Kars – İstanbul uçağı ile Sabiha Gökçen havaalanına döndük. Bagajlarımızı bir araya getirdikten sonra vedalaşıp evlerimize doğru ayrıldık.
- Bu faaliyetin gerçekleşmesinde Tayfun Bey’in izin konusundaki uğraşlarına , devamlı bizi kolladıkları için Anıl ve Volkan’a ve tekrar ayrıca, tüm organizasyon ve malzemeler konusundaki yardımları için Anıl ‘a ve tüm ekip arkadaşlarıma herşey için teşekkür ederim.
Zirve yapamamış olsak da bence çok keyifli bir faaliyet oldu. En azından şimdilik Ağrı’da kış nasıl oluyormuş onu görmüş olduk. Umarım bir dahaki sefere zirveyi de görürüz.
Başka faaliyetlerde görüşmek üzere !
- Video ( Mehmet Celalettin Öksüz tarafıdan.)