Ekip: Ayser Uzunyaşa, Ege Kurt
Rota: Capra İbex (150m, 3 ip boyu, III+, V+) ; Rota ilk çıkışı: Rauf O. Pınarbaşı ve Tunç Fındık 25.08.2015
Kamp Yeri: Teke Pınarı
Malzemler: Çeşitli sikkeler, çekiç, takoz set, yaylı takoz set, yarım ip x2, 10 ekspress, kilitli karabinalar, çeşitli perlonlar, kişisel emniyet malzemeleri, ilk yardım çantası
Tarih: 23 Ağustos 2018
İtoturumu sonrasında 2 gün boyunca Teke Pınarı çevresinde ve BDK kuzey duvarı altına doğru çeşitli yürüyüşler yaparak vakit geçirdik ve yeterince dinlendik. 23 Ağustos günü de Ege’nin daha önce girmediği Capra Ibex rotasına girmeye karar verdik. Ben daha henüz birkaç gün önce Alper ve Sumru ile beraber girmiştim. Aynı rotaya ikinci kez girmek insana farklı bir bakış açısı sağlayabiliyormuş, bunu da daha net bir şekilde burada görmüş oldum. Özellikle de farklı partnerlerle olunca.
Tek rota planımız olduğundan sabah kahvaltıyı yavaştan alıp biraz keyif yaptık. Saat 12.30 civarı kamptan ayrılıp 13.00’da rotaya başladık.
İlk ip boyu III derece, çoğunlukla slab ve pozitif ancak emniyet imkanı oldukça az. Daha önce Alper’in lider gittiği yerde bu sefer ben lider gidiyordum. İp boyu içerisinde sürekli sol mu sağ mı tereddüdü yaşanılabiliyor. Ara emniyet alacak yer buldum sanırken kayanın elimde kaldığı da çok olduğu. Bu da tabii biraz tırmanış süresini artırdı. Çok tereddüt etmeden ilk istasyon olan ufak setciğe doğru yükselmekte fayda var.
İlk kırmızı nokta 1. İstasyon noktası. 1 yaylı sıkıştırgaç bir tane de takozla rahatça istasyon kurulabilir aslında. Ancak uygun yaylı takozlarımı ip boyunda ve ilk istasyonda kullandığımdan 2. Noktayı bulmak için bayağı uğraştım. En sonunda tüm çabalarıma rağmen kendimi bıçak sikke çakarken buldum.
Bu arada Yavuz ve Erkut da yandaki alpin spor rotaya başlamışlardı bile. İkisine de psikolojik destekleri için teşekkür ederim.
2. ip boyunu Alper ve Sumru ile tırmanırken lider gitmiş ve malzeme atacak çok fazla yer bulamamış olmama rağmen oldukça keyif almıştım. Bana kalırsa rotanın en keyifli kısmıydı. Özellikle de ip boyunun sonlarına doğru su kanallarının oluşturduğu pinch tutuş veren kısım. Sırf bu ip boyu için her sene tırmanmak isteyebilirim. Burada da taş düşürme riski var, dikkat etmek gerekiyor. İp boyunun sonunda otlu bir sete varılıyor. Burada bacanın sağ tarafında istasyon almak yararlı oluyor zira bacadan taş düşme riski oldukça yüksek. Buranın en büyük sıkıntısı sete varılınca iletişim kurmak oldukça zor oluyor. İp boyunu artçı tırmanırken en çok dikkat ettiğim şey Ege’nin nerelere malzeme attığı oldu. Benden daha çok atmıştı, sonraki tırmanışlarım için aklımın köşesine malzeme atacak yerlere karşı daha dikkatli olmayı kazıdım.
Son ip boyu tırmanış derecesi olarak en zoru olsa da emniyet imkanı daha fazla. Özellikle bir-iki hamlelik kilidi insanı biraz tedirgin ediyor. Bu ip boyunu da Ege gidiyordu ve güvenliği elden bırakmadığı için kilide geldiğinde bol malzemeli geçti. Kilide gelmeden hemen önce bir sikke çaktı, birkaç metre ötesine çok iyi bir takoz, kilit hamlenin hemen altına bir cam ve kilitten hemen sonrasına da babaya perlon. İp boyu bittiğinde ekspreslerin hepsini kullanmıştık. Malzeme atma konusunda Ege’den baya bir şey kaptım bu rotada.
Saat 17.30’da rotayı bitirmiş birbirimizi tebrik etmiş ve ilerde bizi bekleyen Tamer ve Sumru’nun yanına varmıştık.
Oldukça keyifli ve öğretici partnerliği için Ege’ye teşekkür ederim. Ve tabii ki kulübüm YTÜDAK’a her şey için sonsuz teşekkürler.
Tırmanışla kalın,
Ayser Uzunyaşa
Gelişim