Bölge: Aladağlar-Niğde
Kamp Yeri: Cımbar
Tarih: 31 Ağustos 2023 – 3 Eylül 2023
Ekip: 10 Başlangıç, 3 Gelişim, 1 Üye, 2 Eğitmen
Çadır: Dila Udum ve Mert Karaosmanoğlu
Yazan: Seran KIRKINCI
Teknik Malzemeler: Buz vidası, buz sikkesi, krampon, teknik kazma, abalakov teli, kask, kemer, ATC, HMS, kilitli karabina, lanyard, cam, takoz, hegzantirik, sikke, nutkey, perlon, bivak torbası, çekiç, ip, express, makara
Çadır grupları açıklandıktan sonra çadır arkadaşlarımla Zoom toplantısı yaparak yemek planını oluşturduk.
1. Gün
Kahvaltı:
- Menemen (6 yumurta, 3 domates, 3 biber) – Menemen sosu 1009 gr (Seran)
- Beyaz peynir – 400 gr (Mert)
- Lavaş – 6 tane, 300 gr (Dila)
Akşam:
- Bezelye havuç – vakumlu, 711 gr. (Seran)
- Kuskus makarna – pişmemiş, 500 gr’lık bir paket (Seran)
2. Gün
Kahvaltı:
- Lavaş – 6 tane, 300 gr (Dila)
- Hindi füme – 60 g x 3 paket, Namet marka (Dila)
- Dilim kaşar – 400 gr (Dila)
- Marul vakumlu – 106 gr (Seran)
Akşam:
- Nohut – vakumlu, 1,5 su bardağı (Dila)
- Köfte – vakumlu, 500 gr (Mert)
3. Gün
Kahvaltı:
- Yulaf ezmesi – 250 gr (Dila)
- Kakao tozu – 23 gr
- Tahin pekmez tüpü – 75 gr (Dila)
Akşam:
- Mercimek – 334 gr (Seran)
- Bulgur – pişmemiş, 2 su bardağı (Dila)
Kişisel atıştırmalıklar olarak da yanıma:
- 2 adet elma (285 gr)
- Bitki çayı (Dila ve ben için) (141 gr)
- 9 adet Karam (476 gr)
- Jelibon (411 gr)
- Filtre kahve (133 gr)
- French press (149 gr)
Yiyecek dışında yanıma aldıklarım:
- Buff
- Alt ve üst içlik
- Mayo
- 2 tişört
- Softshell
- Mont
- Uyku tulumu
- Mat
- Kafa lambası
- Çakı
- Çakmak (yedekli)
- Tozluk
- Islak mendil
- Tuvalet kağıdı
- Dış eldiven
- Zirve çantası
- Güneş kremi
- Baton
- Kaşık
- Kamp tenceresi
- Termos
- Matara
- Kask
- Prusik
- İlk yardım çantası (mini)
- Dudak kremi
- 2 iç çamaşırı
- 3 çorap
- Kartuş
- Kişisel bakım çantası (mini)
- Yağmurluk
30.09.2023 – Çarşamba
Gece hava durumuna baktığımda 31 Eylül 17-10 derece, 01 Ekim 18-10 derece 02 Ekim 18-10 derece, 03 Ekim 17-9 derece gösteriyordu. 02 Ekim saat 16’dan sonra 1 saat ve 03 Ekim 15’den sonra 2-3 saat yağmur gösteriyordu.
Saat 15:00’de kişisel ve Teknik malzemeleri almak için kulüp odasına gittik. Ben mat, kemer, ATC, 3 kilitli ve bir perlon aldım. Çadır ekibi olarak çadır, ocak, ilk yardım çantası, şişme ater, dürbün, 3 adet çadır tamir kiti, Teknik malzeme olarak da 4 kazma 3 buz vidası, 2 abalakov teli, perlon çantası, 3 adet 3 m kordelet, ½ ip, 19 cam 15 takoz 2 nutkey, 5 free karabina , 2 leash teslim aldık. Ben 11 cam, 1 leash, 3 çadır ilkyardım kiti, 1 ocak, pol, kazık ve ipi aldım. Yemek yedikten sonra metro ile Esenler otogarına gittik. Eğitmen Tarık çanta duruşunun sıkıntılı olduğunu söyledi fakat ben çözümü bir türlü bulamadım. 21:05’de otobüsümüz kalktı.
31.09.2023 – Perşembe
08:11’de Niğde otogarına vardık. 30 dakikalık kahvaltı ve hazırlanma molası verildi. Ben mescitte giyindim ve kahvaltı yaptım. 08:55’de Demirkazık köyüne doğru servis ile yola çıktık. 10:00’da alt ekibi aldıktan sonra 10:02’de Cimbar kanyon girişine vardık. Hazırlanmak için 15 dakika verdiler ve 10:17’de tek sıra olduk 10:20’de yürüyüşe başladık. Fazla su yükümüz varsa dökmemizi istediler ama ben çantamdaki 3,5 litreyi dökmek istemedim. Cimbar kanyonuna girdikten bir süre sonra kanyon 1. Kol (sağ) ve 2. Kol (sol) olarak ikiye ayrılıyor. Sol kola girdik ve bir süre sonra irtifa almaya başladık. Faaliyete gelmeden önce Aladağlar kitabından Cimbar yolunu okumuştum ve orada sol kol uzun ve zor o yüzden sağ kola girin yazıyordu. Aklıma bu geldi ve kendi kendime söylenirken yanlış tarafa girdiğimizi söylendi. Kol ayrımına geri yürüdük. Ben 1.5 litrelik suyu boşalttım ve yürüyüşe 1. Koldan devam ettik (11:44). Sürekli irtifa alarak 2 saat daha yürüdük ve 10 dakikalık su molası verdik. Çantanın dengesizliği ve ağırlık paylaşımının yanlış olmasından dolayı yorulmaya başlamıştım. Bir süre sonra çanta sürekli sola doğru yatmaya başladı ve beni iyice yordu. Çantayı resmen taşıyamıyordum. Taşımak için kambur durmam gerekiyordu. Sürekli durup çantadaki ipi düzeltmemiz gerekiyordu. Bahadır ipi alabileceğini söyledi. Önce herkesin yükü ağır diye vermek istemedim ama sonra gelişim Yaren böyle düşünmemem gerektiğini bizim bir ekip olduğumuzu daha kötü olacağına şimdiden vermem gerektiğini söyleyince ikna oldum ve ipi Bahadır’a verdim. O zamana kadar o kadar çok yorulmuştum ki ipi verince çanta hafifledi gibi gelmedi. Tekepınarı’na çok az kala artık dayanamayacağımı söyledim ve Yaren ile köşeye çekilip çantayı tekrardan düzenledik. 16:34’de Tekepınarı’na geldik (diğerleri 11:16’da varmışlar). 16 dakikalık mola verildi. Sularımızı doldurduk. Ben 10 litre su doldurdum ve şişeleri tırmanış çantasına koydum. Çantayı da sırt çantasına sabitledim. Yüküm +10 kg oldu. 17:03’de yürüyüşe başladık. Tekepınarı’ndan Cımbar boğazına girdik. Bir süre sonra çantayı taşımayı bırak adım bile zor atıyordum. 18:02’de 5 dakikalık su molası verdik. Yürüyüşe tekrar başladıktan 10 dakika sonra ben dayanamıyorum artık demeye başladım. Gelişimden Halit sık dişini şu tepenin arkası diye diye beni 1 saat daha yürttü ve Cımbar Oba Yeri’ne vardık (kamp alanı) (19:21). Çantayı hemen çıkarıp yere yattım. Eğitmen Alper çadırını kurmuş ve çorba yapmıştı. Bir bardak sıcak çorbayı kendi aramızda dönmemiz için bize verdi. 19:28’de tek sıraya geçip gerekli bilgilendirmeler (tuvalet ve sigara alanı gibi) yapıldı ve 06:00’da tek sıra olmamız söylenerek serbest bırakıldık. Yürüyüş bittiği için ve çantayı taşımama gerek yok diye artık psikolojik olarak iyi hissediyordum. Çadır ekibim ile çadırımızı kurduktan sonra bivakta kalacak kişilerin adı söylendi. Ben, İdil ve Ayşenur kalacaktık. Su kaynatıp termosuma doldurdum. Saat 22:00’de gelişim Görkem’in yanına gittik ve bivak yapacağımız yere yürüdük. Görkem 4 dakika içinde bivak içine mat ve tulumlar ile girmezsek tulumlarımızı alacağımızı söyledi. 3 dakika 30 saniyede bivak içine mat ve tulumlar ile girdik. Çok yorgun olduğum için hemen uyudum. Üşümemek içinde (hava güzeldi) bivak içine doğru kıvrılarak uyudum.
01.09.2023 – Cuma
Saat 04:30’da Görkem bizi uyandırdı. Bir önceki gün yorgunluğundan kaynaklı çok Rahat uyumuştum. Çadırıma göre döndüğümde Dila ve Mert yeni uyanmışlardı. Ben dünden kalan bulgurlu kuskus ve ton balığını yedim ve kazma-krampon eğitimi hiç hazırlandık. 06:00’da tek sıraya geçtik. Yanımıza aldığımız malzemeler: kazma, krampon, buz vidası, buz sikkesi, abalakov teli, emniyet kemeri, perlon, prusik ve kilitliler. 07:17’de BDK (Büyük Demirkazık) buzuluna vardık (Kuzey duvarı). Buzulun bir önceki yıllara oranla eridiğini söylediler (Faaliyeti gerçekleştirebilecek kadar vardı). Alper ve Tarık olası bir taş düşüşüne karşı mümkün olduğunca duvara sırtımızı dönmememiz gerektiği hakkında bizi uyardıktan sonra kısaca, kazma, krampon ve buz emniyet malzemeleri kullanımı hakkında bilgi verdiler. Buzul tırmanış için Alman, Fransız ve Amerikan tekniklerini gösterdiler. Bulunduğumuz konum eğimli bir arazi olduğu için Alman stili için uygundu. Buz tırmanışı bulunduğumuz eğimden kaynaklı çok rahat ve eğlenceliydi.
Kramponun ön iki dişini buzula saplamak da sıkıntı yoktu fakat kazmayı deneyimliler kadar sürekli saplayamıyordum. Yine de kusursuz (bana öyle geldi) bir şekilde çıktım ve indim. Kazmada önemli olan sadece güç değil, kazmayı bilekten savurmak. Buz emniyet malzemelerinden buz vidasını yerleştirmek ve çıkarmak çok rahat, fakat buz sikkesi biraz meşakkatliydi. En sevdiğim ve acaba güvenilir mi diye düşündüğüm abalakov üçgeniydi. Üçgeni yaptıktan sonra lanyardımla girdim ve taşıdı (orta hattı ince olduğu için dik bir zeminde kesin kırılırdı). Kramponlar tekrardan boşa çıkınca bir kez daha buz tırmanışı yaptım. Bu seferde dinlenme pozisyonlarını denedim. Dinlenme pozisyonları bacaklarımı daha çok ağrıttığı için çömelerek oturmayı denedim (dayı oturuşu). Çok rahattı. 40 saniye kendi kendime eğlendikten sonra tekrardan indim ve eğitim bitti. Tek sıra olduk ve kamp alanına doğru yürümeye başladık (10:18). 40 dakikalık bir yürüyüş ardından kamp alanına vardık. Eğitmenler saat 12:00’de 10-15 kilo çanta yükü ile tek sıra olmamızı söylediler. Çadır ekibi olarak bir şeyler atıştırdık. 12:00’da sıraya geçtik ve geleneksel tırmanış malzemeleri hakkında eğitim alacağımız yere tek sıra halinde yürüdük. 12:30’da Tarık tek tek geleneksel malzemeleri (takoz, cam, hexantrik ve sikke) ve doğal emniyet (baba, ağaç kökü, kum saati gibi) nasıl kullanıldıklarını anlattı. Daha önce transa giden grup ip inişi için Alper ve Görkem’in yanına gittiler. Transa gitmeyenler olarak Yaren ve gelişim Yiğit ile geleneksel malzemeleri bulduğumuz çatlaklara atmaya başladık. Çok güzel takoz ve sikke çatlakları buluyordum (hatta çaktığım bir sikkeye lanyardımla girdikten sonra muhabbete daldım ve Yaren tarafından uyarıldım) fakat cami bir türlü beceremedim. Daha sonrasında ben dahil başlangıçtan üç kişiyi ip inişi için yukarı çağırdılar. Başlangıç olarak tek gelişimsiz yukarı çıkmaya başladık. Soldan gidin dedikleri için ben ilk sola döndüm (hemen yanında patika bir yol varmış onu görmedim) ve çok dik olmayan taşlı bir yamaçtan resmen tırmana tırmana çıkmaya başladım (çok güzel eller vardı. Sırtımda çanta olmasa çok rahat çıkılır). Yanlış yolda olduğumuzu anlayınca Alper ve Görkem diye bağırmaya başladım (böyle yerlerde, seslenmeniz gereken bir durum olduğunda özellikle sesinizi yukarı ulaştırmak istiyorsanız bütün gücünüzle bağırarak seslenin, yoksa asla duyulmuyor). 6-7. seslenişimden sonra beni duydular ve beni görebilecekleri yere geldiler ve doğru yolu gösterdiler. Başlangıçtan diğer iki kişi (Furkan ve İdil) daha benim gibi tırmanmaya başlamadıkları için onlar patika yolunu izlediler. Ben artık yarı yola geldiğim için devam ettim. Yukarı geldiğimizde İdil ilk ip inişini yapan oldu. Furkan ve ben, Görkem ile harita ve pusula üzerinde kerteriz denemeleri yaptık (bulunduğumuz konumdan Davlumbaz tam kuzeydi). Sonra ikinci olarak ben ip inişi yaptım. İniş yaparken bir ara dengem bozuldu ve elimle bir kaya parçasına tutunmaya çalıştım. Tuttuğum yer elimde kaldı. Yere atmak istemedim, onunla da inmek istemedim. Biraz daha indikten sonra gerçek anlamda oturacak bir yer bulup oturdum ve elimde kalan parçayı uygun bir yere bıraktım ve inmeye devam ettim. İndikten sonra ipten çıktım ve tüm gücümle ip boşta diye bağırdım (biraz açılın ellerinizle ağzınızı yanlardan siper edin ve tüm gücünüzle bağırın). Yiğit ‘son inen sen olsaydın hangi ipi çekmen gerekir’ dedi, ben de ‘sarı’ dedim. Bildin bilemedin demediler ama doğrusu sarıydı. 17:25’de tekrardan tek sıra olduk ve kamp alanına yürümeye başladık. 17:47’de kamp alanına vardık. 17:55’de tekrardan tek sıra olduk. Bu sefer kamp alanın hemen yanında olan bir duvara istasyon kurma eğitimi için gittik (17:58). Tarık dinamik, statik ve gruplandırılmış istasyon kurmayı gösterdi. Daha sonrasında kendimiz gruplara ayrılarak geleneksel malzemeleri tekrardan istasyon için denemeye başladık. Furkan, Bahadır ve ben bir grup olduk. Üçümüzde transa gitmemiştik. Transa gidenler çat çat istasyon kurarken biz hala çatlak arıyorduk. Sonunda bir adet cami çok güzel attık. Bu seferde camin etrafında dönmeye başladık. Mikro camlik bir çatlak daha bulduk. En sonunda da Halit gözümüzün önünde duran doğal istasyonu da gösterdikten sonra ilk dinamik istasyonumuzu kurduk ve eğitim bitti (19:37). Kamp alanına vardıktan sonra 21:30’da tek sıra olmamız söylendi. Çadır ekibi olarak akşam yemeğimizi yedik ve termoslarımızı sıcak su ile doldurduk. 21:30’da tek sıraya geçtik. İp inişi yaptığımız yere yürüyüşe geçtik. Tepeye çıktık (22:11) ve ilk ben aşağıya indim. İpten çıktıktan sonra tüm gücümle ip boşta diye bağırdım. İniş yaparken taşlar düşebiliyor o yüzden aşağıdaki kişiler iniş bölgesinden uzakta duvara yakın bir yerde faaliyetin bitmesini bekledik.
02.09.2023 – Cumartesi
Herkes indikten sonra (00:31) tek sıraya geçtik ve kampı bizim bulmamız gerektiği söylendi. Öncü ben, tempocumuz Mert ve artçımız Furkan oldu. Ben önden hızlı bir şekilde önce yamaç boyunca patika yolu izledim. Normalde gelişim yamaç aşağı patika yoldan götürüyordu ama orda ayakkabımız çok kaydığı ve çarşak kayağı bilmediğim için daha taşlıklı bir yoldan aşağı indim. Kampın nerede olduğunu bildiğim halde biraz panikledim. Sürekli sola doğru bir tepeye çıkıp doğru yerde miyim diye kontrol ettim. Sonra tekrar ekibin beni görebileceği bir yere geri gidip onları kontrol ettim ve nereden geleceklerini telsiz ile tempocuya bildirdim. Bir süre sonra BDK’yı görünce rahatladım. Ekibi tekrardan patika bir yola soktum ve kamp alanına vardık (01:01) ve 08:00’da tek sıra olmamız söylendi. Bivak grubu açıklandı. Dila ile 06:30’da uyandık (Mert bivakta). 07:20 civarında Mert geldi ve kahvaltı yaptık. 08:00’da tek sıra olduk ve zirve için yürüyüşe başladık. Mert, Tuğba ve İpek kendilerini iyi hissetmediği için kamp alanında kaldılar. 1 saat 10 dakika sonra 10 dakikalık mola verdik. 10:14’de zirveye vardık. Harita üzerinden (Tunç Fındık’ın Aladağlar haritası ve Doğan Palut’un fotoğraflı Aladağlar haritası) etrafımızdaki diğer dağları öğrendik.
Ben yanımda kulübün dürbünü de getirdiğim için biraz dürbün ile etrafa baktık. Zirve fotoğrafı çektirdikten sonra inişe geçtik.
Şekil 4. Ekip Davlumbaz Zirve’de
Şekil 5. Davlumbaz Zirve
İniş sırasında çarşaklardan geçtiğimiz için biraz çarşak kayağı da öğrenmiş olduk (çok eğlenceli bir şey). 13:00’da kamp alanına geldik. 14:00’da ilk yardım eğitimi için tek sıraya geçmemiz söylendi. Çadır ekibi olarak yemek pişirdik ama yemeye zamanımız olamadı. Böylece öğlenden akşam yemeğini pişirmiş olduk. 14:00’da tek sıraya girdik. Kamp alanına yakın bir yerde eğitimi aldık ve ilk yardımda taşınma (mat, ip, baton, kemer, kilitli ve lanyard) pratiği yapmak için iki gruba ayrıldık. Yareni taşırken dolu başladı ve eğitimi sonlandırdık. Dolu bir anda şiddetlenince her şeyi toplayıp kamp alanına koştuk. Çadırları en başında iyi germediğimiz için (ortada gerginlik diye bir şey yoktu) gelişim ile hızlıca ıslanarak çadırları gerdik ama yeteri kadar gerdik diye düşünüp çadıra girdik. Yağmurun şiddetli anında bir iki gerginliği Görkem yapmak zorunda kaldı. Yağmur dindikten sonra çadırlarımızdan çıktık. Makara eğitimi için tüm geleneksel malzemeleri almamız söylendi. Kamp alanına yakın olan duvara gittik. 1:3, 1:5 ve 1:9 makara sistemlerinin nasıl kurulduğunu öğrendik. Bir grup makara sistemlerini denerken diğerleri geleneksel malzemeleri kullanarak istasyon kurma pratiği yaptı. Bahadır ile istasyon kurmayı denerken kamp alanına doğru biri koşarak geldi. Başka bir grubun gerçekleştirdiği faaliyette biri ayağını kırmış. Tarık ve Alper ilk yardım çantasını istedi. İlk yardım çantası Mert’in, şişme ater(?) Dila’nın çantasındaydı. Onları ve sıcak su dolu bir termosu Alper ve Tarık’a verdim. Dila ve Furkan doktor adayı (intern) olduklarından Alper ile onlar da gitti. Onlar gittikten sonra Bahadır ile istasyon denemeye devam ettik. Bu sırada bir kulağım gelişimde ve telsizdeydi (ilk yardımı merak ettim). Alper telsizle Tarik’a bir numara verdi (yardım için aranacak biriydi). Turkcell hattı olan biri telefon çeken bir yere (sanırım kuyu yanıydı) gitti ve kişiye haber Verdi. Bu sırada ayağı kırık olan kişi katırla kamp alanının yakınlarından geçerek Cımbar boğazına doğru gitti. Bahadır’la makara sistemini de denedikten sonra tekrar istasyon denemek için çatlak aradık. En sonunda Görkem’e beceremiyoruz dedik ve onun gözetiminde tekrardan denedik. Bir süre sonra 10 dakika içinde 3 noktalı istasyon kurmamızı istedi. Galiba 10 dakikada sadece tek cam atabildik. Tekrardan Görkem bize yol gösterdi ve 3 noktalı istasyonu kurduk. Görkem takozu yapabildiğimi ama cam atma pratiği yapmam gerektiğini söyledi. İstasyona lanyardım ile girdim ve iki malzeme patlayınca ne kadar geri gittiğimi pratik ettik. Başlangıç olarak tüm malzemeleri saydık ve tek sıra olarak kamp alanına vardık (19:56). Serbest bırakıldık. Çadır grubu olarak akşam yemeğimizi yedik. Çadırın içindeyken çoban köpeklerinin havlama ve kavga seslerini duyduk. Daha sonrasında bir anda bir kaç kişiden (başlangıç çadırlarından birinde) öksürük sesleri duymaya başladık. Ben köpeklere biber gazı sıktıklarını sanıp su ile çadırdan bir anda çıktım. Ayı gazı sıkmışlar. Maruz kalanlar biraz öksürdükten sonra geçti. Köpeklere de gazdan kaynaklı bir şey olmadı. Biz Dila ile tuvalete gittik geri döndüğümüzde ilk yardım simülasyonu başlamıştı (22:03). Durumu öğrendik ve ben daha önce belirlediğimiz gibi kampta kalarak su kaynatma görevini aldım. Yaren ve Yiğit kaza geçirmişlerdi. Yiğit’in bilinci yoktu. Yaren’in sadece bacağı acıyordu. İlk yardım liderimiz İdil diğer kişileri yönlendirerek hastaların yanına yolladı. Ben, İdil ve iletişimden sorumlu İpek kamp alanında kaldık. Bir ara hasta yanında olanlardan haber alamayınca (telsizden ses gelmiyordu) İdil olayın olduğu yere doğru gitti. Halit kamp alanında telsiz olup olmadığını sordu. Telsizi İdilden almam gerekiyordu ya da İdilin alandan ayrılırken alana bırakması gerekiyordu. Çünkü İpek jandarma (Halit) ile konuşup ekibin Tekepınarı’na kadar gelebileceklerini ve kamp alanından Tekepınarı’na kadar Yiğit’in taşınması gerektiğini söyledi. Bunu öğrenince diğer kişilere telsiz ile haber vermem gerekiyordu. Bir süre sonra similasyon bitti (22:18). Tek sıra olduktan sonra eksiklerimiz söylendi. Saat 08:00’da tüm kamp yükü ile hazır olmamız söylendi ve serbest bırakıldık. Bu seferde Dila bivakta olacaktı. Ben uyumadan önce çantamı doğru bir şekilde toparladım. Ve uyudum.
03.09.2023 – Pazar
06:00’da ben uyandım. 06:30’da Mert uyandı ve 07:00’da Dila çadıra geldi. Yan çadırdan kahvaltı ikramı aldık ve kahvaltımızı yaptık. Teknik malzemeleri de çadır ekibi olarak paylaştıktan sonra (geliş dağılımı ile aynı). 08:00’da tek sıra olduk. Fotoğraf çekildi, mıntıka temizliği yaptım ve 08:22’de dönüş yürüyüşüne başladık.
Artık çantamda yemek ve su olmadığı için ve çantamı doğru düzenlediğim için dönüş yolunda çok rahat yürüdüm. 09:37’de Tekepınarı’nda 10 dakikalık mola verdik. 10:44’de Arpalık’ta 10 dakikalık mola verdik. 12:32’de ORDOS dağ evinin önünde durduk. 13:00’da faaliyet toplantısına kadar serbest bırakıldık. 13:00’da faaliyet toplantısı başladı. İlk yürüyüş sırasındaki çanta düzenleme ve yük dağılımındaki yanlışlıklar hakkında uyarıldık. Genel karşılıklı eleştirel konuşmalardan sonra 13:34’de faaliyet toplantısı bitti. 13:36’da Niğde otogara gidecek aracımız geldi. 14:43’de otogara vardık ve eşyalarımızı bırakıp aynı araçla Niğde merkeze gittik. 15:00’da hamama vardık ve faaliyet bitti.
!!Çantanızı çok iyi düzenleyin. Tüm yükü belinizde taşımak istemezsiniz.
!!krampon için ¾ tabanlı botlarımı getirmiştim. Taşımamak içinde tüm faaliyet onları giydim. Ayaklarım hep ağrıdı. Yürüyüşlerde tam veya ¾ taban bot giymeyin. Sizde taşımak istemeyip tüm faaliyet onu giyerseniz arada ayaklarını sokacak soğuk su bulun. Ben faaliyet bittikten sonra bulabildim. O bile tüm ağrıları aldı.
!! Gece ip inişi pratiğinde yanınıza ocak ve kartuş alın. Gece hava soğuk olabiliyor. Biz yanımıza almadık ve faaliyet uzasaydı başlangıç olarak baya sıkıntı yaşardık.
!!Başlangıcın son eğitimi olduğu için her şeyi yapmaya çalışın.
!!Kamp alanında serbest kaldığımız her an etrafınızı inceleyin. Dağların şekillerine ya da bariz belli olan bölgeleri (mağara gibi) tanımaya çalışın. Artçı pratiği yaparken dağlardan nerede olduğumu anlayıp rahatladım. (kaybolmamız için baya kasmam gereken bir yerdi ama insan yine de sorumluluk alınca panik oluyor)
!!Çarşak kayağını deneyin. Ben çok sevdim.
Bir yıl boyunca gösterdikleri emek ve sabırdan dolayı öncelikle gelişim, eğitmen ve üyelere sonsuz teşekkürlerimle.
Seran KIRKINCI
Bölge: Aladağlar/Niğde
Kamp Yeri: Cımbar Oba Yeri
Tarih: 30 Ağustos – 3 Eylül 2023
Ekip: 10 Başlangıç, 4 Gelişim, 3 Üye
Çadır Grubu: Furkan Aydemir, Tuğba Kaya, İdil Hanım Yıldız
Yazan: Furkan Aydemir
Malzemeler: Buz vidası, buz sikkesi, tam taban bot, krampon, teknik kazma, abalakov teli, ip, ekspres, kask, kemer, ATC, HMS, kilitli karabina, perlon, prusik, lanyart, cam, takoz, hegzantirik, sikke, nutkey, çekiç, makara, bivak, ilk yardım çantası.
30 Ağustos Çarşamba
Faaliyet çadır grupları açıklandıktan sonra Dipsiz Göl’e gidecek arkadaşlar olarak Zoom üzerinden toplanmaya karar verdik. Bu toplantıda faaliyete dair eski raporlardan da edindiğimiz bilgilerle bölge hakkında ve eğitimlerle ilgili konuştuk. Dağcılık bilgilerimizi tazelemek adına kerteriz çalıştık ve ilk yardım simülasyonunda grup olarak nasıl pozisyon alacağımızı planladık. Yiyecek olarak ne getireceğimize karar verdik, bu konuda Trans faaliyetine giden arkadaşların da tecrübelerinden faydalandık. Çadırca konuştuktan sonra öğle öğünlerini bireysel olarak halletmeye ve topluca yemek için 3 kahvaltı, 3 akşam yemeği götürmeye anlaştık. Kahvaltı olarak sucuklu veya kaşarlı yumurta ile yulaf haşlayıp içine kuruyemiş ve meyve atıp yiyelim dedik. Akşam öğünlerinde de makarna veya bulgur yanında ton balığı ile idare edecektik, çorbamız da olacaktı. Alışverişi Tuğba yaptı, yola çıkacağımız çarşamba günü çantalarımıza bölüştük. Bizim çadıra zimmetlenen teknik malzemelerle birlikte çantam epey ağırlaşmıştı. İdil Niğde’de aramıza katılacağı için onun yükünü jumbo poşete ayırıp götürecektik. Terminale gitmeden lahmacun sipariş edip yedikten sonra 20.00 civarında kampüsten ayrıldık. Otobüsümüz 21.00’de kalkacaktı. Otobüse yerleştikten sonra kampüste bize dağıtılan buzul kitapçığını ve Aladağlar haritasını inceledim ve ardından ertesi güne dinç başlayabilmek için dinlenmeye çekildim.
31 Ağustos Perşembe
Sabah 8.20 civarı Niğde terminaline vardık. Günlük kıyafetlerimizi değiştirip dağa koyulmaya hazır hale geldik. Dağa götürmeyeceğimiz eşyalarımızı ayırdık, bunları şehirde kalmak üzere minibüste bırakacaktık. Saat 9.00 civarı Çamardı minibüsü geldi. Yolda heyecanlı bir şekilde sohbet edip yürüyüşte enerjik olmak için bir şeyler atıştırıyorduk. Yürüyüşe başlayacağımız alan olan Cımbar Kanyonu’na varmadan yol üstünde alt ekibi minibüse aldık. Vardığımızda saat 10.00’du. Yürüyüşe hazır hale gelmek için zaman verildi. Telsizleri ben getirmiştim, burada gelişim isteyince verdim. 10.17’de sıradaydık. Bölgeye dair kısa bilgilendirmeden sonra eski raporlardan ne kadar ön görsek de daha da zorlu bir yürüyüşe başlayacağımızın farkında değildik. Çünkü grup olarak yavaştık ve kamp alanına ulaşmak için yaklaşık 9 saat boyunca yürüyecektik. Eğitmen Tarık bazı arkadaşların kamp yükünün daha ağır olduğunu, paylaşmanın mantıklı olacağını söylese de belki de yorgunluğun getirdiği üşengeçlikten kimse üstüne alınıp buna yanaşmayacaktı ve bu da en yavaş kişiye uymamız gerektiğinden tersine yürüyüşün uzamasına sebep olarak yorgunluğumuzu artıracaktı. 10.20’de başlayan yürüyüşe daha sonra soldan girdiğimiz için Cımbar 1. Kol’dan gitmek üzere geldiğimiz rotanın bir kısmını dönerek devam ettik. Ben habire susuyordum. Çünkü hava gayet sıcaktı ve ağır yükle irtifa tırmandığımız için terliyordum. Suyumu da kolay erişeyim diye çantanın dış yan gözüne koymuştum, çünkü çok mola vermeyecektik, bulduğum boşluklarda içmeye çalışıyordum. 11.40’ta verdiğimiz molada Tekepınarı’ndaki su kaynağına varana kadar içmek için getirdikleri suyu fazla olanlar sularını boşaltarak yüklerini hafiflettiler. Yapı meselesi fakat beni en az 3 litre su kurtarabilirdi bu kısım için. 13.24’te dik bir engeli çantalarımızı elden ele uzatarak tırmanarak geçtikten sonra 10 dakikalık mola verdik. Hızlıca sandviçimi yedim. Yürüyüşe devam edip Kapı denilen patikayı geçerek 16.21’de Tekepınarı’na vardık. Yüzümü yıkadım, saçlarımı ıslattım. Kampa götürmek için toplam 9,5 litrelik su doldurdum. Bir taşa yaslanıp protein barımdan yiyerek biraz dinlendim, ekibin geri kalan kısmı da gelince 16 dakika mola verildi. 17.03’te tekrar yürüyüşe başladık fakat yeni su yükleri olsa da rota daha kolay gelmeye başlamıştı, çünkü enerji depolayıp dinlenmek bana yaramıştı. 18.02’de verdiğimiz 5 dakikalık molada yine bir şeyler atıştırdım. Cımbar Boğazı’ndan ilerleyerek Oba yeri kamp alanına 19.21’de vardık. Benim için faaliyetin en zor kısmı bu ilk günkü yürüyüştü. Sabah 6’da tek sıra olmak üzere serbest bırakıldık. Kamp alanında hayvancılık yapıldığı için etrafta keçi pisleri vardı, temiz bir yeri seçip çadırımızı kurduk. Yemek ve sıcak su yapıp yorgunluğumuzu attık. Hava gayet güzeldi, soğuk değildi. Yarınki buzul eğitimi için malzemelerimi ayarlayıp 22.30’da uyudum.
1 Eylül Cuma
4.45 gibi kalkıp kahvaltımızı yapıp, eğitim esnasında içmek için sıcak su kaynatarak hazırlandık. 6.00’da tek sıra halinde Büyük Demir Kazık dağı kuzey duvarı altındaki buzula varmak üzere yürüyüşe başladık. Bölgede yaygın olarak karşılaşacağımız üzere çarşaklarda yürümeye alışıyorduk. 7.17’de oradaydık. Buzulun geçen seneki haline göre daha küçük olduğu, iklim değişikliği sebebiyle giderek küçüldüğü söylendi. 7.30’da eğitmen Alper buzul tırmanış eğitimini vermeye başladı. Fransız ve Alman tekniklerini gösterdi. Buz vidalarını çakmayı ve abalakov üçgeni yapmayı anlattı. 8.19’da eğitim bitti. Ben otomatik krampon giyerek tırmanmaya başladım. İkinci tırmanışımda Fransız tekniğiyle diyagonal çıkmayı da denedim. Eğlenceli gelmişti. Fakat dinlenme stiline biraz da çalışmam gerekiyordu. Ardından abalakov üçgeni yaparak lanyardımla girdim. Polar eldivenle bu işleri yapmak benim için hata olmuştu, çabuk ıslandılar, dış katman eldiveni gerekli. 10.18’de sıraya geçip dönmeye koyulduk. 11.06’da kamp alanındaydık. 12.00’de 10-15 kilo ağırlığında çanta ile sırada olmamız istendi. Öğle atıştırmalıklarımı yedim fakat sandviçlerimden vazgeçmek zorunda kaldım çünkü içine koyduğum peynir sıcaktan eriyip tuhaf bir hale gelmişti, midemin bozulmasından korktum. İp inişi ve geleneksel tırmanış malzemelerimizle birlikte 12.00’de sıradaydık. 12.28’de eğitim alanına vardık. Geleneksel tırmanış malzemelerinin; cam’in, takozun, sikkelerin nasıl kullanılacağını kayada uygulamalı görerek dinledik. Bu malzemeleri başka faaliyette tekrar deneme fırsatımız olmayacağı için eğitimden sonra her birimiz olabildiğince malzeme yerleştirmeye çalıştık. Elimizde malzeme kaya kaya dolanmaktansa bulunduğumuz rotaya hangi malzemelerle girebilirizi zorlamaya çalıştık. 13.48’de Trans’a gitmiş olan arkadaşlar ip inişine ilk başlamak için yanımızdan ayrıldılar. Biz malzeme denemeye devam ettik. Ardından sıra bize gelince biz de yukarı çıktık. İnişe başlamadan önce beklerken çevredeki tepelere göre kerteriz almayı gelişimden Görkem bize gösterdi. İnişleri tamamladıktan sonra sıraya geçerek 17.22’de dönüşe başladık. 17.47’de kamp alanına geldik. İstasyon kurma malzemelerimizle sırada bulunmak üzere kısa bir mola verildi. 17.55’te sıradaydık. Kamp alanının hemen yakınındaki kayalıklara gelerek eğitime başladık. 18.58’de üçerli gruplara ayrılarak istasyon kurmaya çalıştık. Bizim kurduğumuz istasyonda iki cam ve bir kaya babası vardı. Takozları yerleştirsek de ters kuvvetle yerinden çıkma ihtimalleri yüksek çatlaklar olduğu için tercih etmedik. 19.37’de eğitim bitti fakat malzeme sayımında eksiğimiz olduğu için etrafı tarıyorduk ve yerde küçük takoz bulduk. Malzemeleri karabinaya sağlam yerleştirdiğimizden ve yere bırakmadığımızdan emin olmanın önemini tekrar hatırladık. 19.51’de sıra olup kamp alanına geçtik. 21.30’a kadar serbest zamanımız vardı. Yemeklerimizi yiyip dinlendik. Kafa lambalarımız yanımızda olacak şekilde gece ip inişine hazır halde sıraya döndük. 21.33’te yürüyüşe başladık. Neyse ki hava hala güzelliğini koruyordu. Gökyüzü açıktı ve yıldızları izlemek çok keyifliydi. Yanımıza atıştırmalıklar ve sıcak su almayı ihmal etmedik, çünkü eğitim biraz uzun sürecekti. 22.11’de öğlenki yere tekrar vardık. Faaliyetin bana göre en güzel manzarasını ip inişi için yukarı çıktığımda seyredecektim. Gece iniş yapmak kulağa ürkütücü gelse de öğlenki acemiliğimi üzerimden atmıştım. Karanlığa doğru kafamda lambamla yolumu bularak inmek tarifsiz deneyimdi. İniş yaptıktan sonra önceki inen arkadaşların arasına geçip bir şeyler içerek ve atıştırarak keyifli muhabbet ettik.
2 Eylül Cumartesi
00.31’de kampa doğru yola çıktık. Dönüş yolunu bizim bulmamız istenince aramızdan öncü ve tempocu belirledik, telsiz aldılar. Artçı da ben oldum. 1.01’de sorunsuz şekilde kampa vardık. Sabah 8’de tek sıra olmak üzere çadırlarımıza çekildik. Hazırlıklarımı yaptıktan sonra yatışa geçtim. 6.45 gibi uyanıp kahvaltı yaptıktan sonra Davlumbaz zirvesi yürüyüşü için sırada hazırdık. 8.03’te yürüyüşe başladık. İki arkadaş midesi kötü olduğu için ve bir arkadaş bacağı ağrıdığı için kampta kaldılar. Çarşaklardan dolanarak zirveye çıkmaya çalışıyorduk. 9.10’da 10 dakika mola verildi. Su içip bisküvi yedim. 10.14’te zirvedeydik. Oturup dinlendik, bölgedeki tepelerin isimlerini teker teker saydık. Havanın açık olması seyretmesi keyifli bir imkan sunuyordu. Yorgunluğumuza değmişti. Zaten bölgeye geldiğimden beri kayaların renginin oluşturduğu ambiyansla kendimi Mars’ta falan hissedip etrafa şaşkınca bakıyordum. Bölgede rakımın yüksekliğiyle etrafta bitki nevinden yalnızca tek tük otların olması bunun sebebiydi. En çok gördüğümse yaz kış yeşil olan gevenlerdi, çobanlar bunları yakacak olarak kullanırlarmış. Neyse zirvede fotoğraf çekindikten sonra artık geri inişe koyulduk. Çarşaklardan inerken kolaylık olması için önce topuğumla çarşağa vurup ayakkabımı yatay tutarak kaymamaya çalışıyordum. 13.00’te kamp alanına vardık. 1 saat dinlenme süresinin ardından 14.00’te ilk yardım eğitimi için sıraya geldik. Kampın hemen yakınındaki bir düzlükte sedye yapımı ve taşınması anlatıldı. Ardından 14.42’de biz de pratik yapmaya başladık. 15.25’te tam sedyeleri taşırken dolu yağmaya başlayınca eğitimi bitirip çadırlara geçerek yağışın bitmesini bekledik. 16.03’te makara eğitimi için yine kampın yanındaki kayalıklara geldik. 3’e 1, 6’ya 1, 9’a 1 sistemleri; bunların makarayla sürtünmesi azaltılmış versiyonlarını kurmayı öğrendik. Ardından pratik yapmaya tam geçecektik ki yakınlardaki dağcı ekipten birisi ekip arkadaşının çarşaktan inerken ayağını sakatladığını ve yardıma ihtiyacı olduğunu söyleyerek bizden yardım istedi. Ben ve Dila intörn hekim olduğumuz için ilk yardım çantalarını alarak hızlıca yola çıktık. Taşıdığım ilk yardım çantasının yırtık olması dolayısıyla bazı malzemelerin yolda düştüğünü arkamızdan toplayarak gelen eğitmen söyleyince fark edecektim. Kaza alanına vardığımızda hastaya ağrı kesici ilaç verip, ayak bileğinden itibaren bacağını şişme atelle sabitleyerek bölgede taşımacılık sağlayan arkadaşın eşeğine güvenlice bindirerek hastaneye yolladık. Eğitim alanına tekrar döndüğümüzde ikimiz hızlıca gelişim gözetmenliğinde makara sistemlerini kurduk. Grupça 19.39’da malzeme sayımına başlayarak 19.50’de bitirdik. Sıra olup kampa vardığımızda serbest olduğumuz söylendi. Çadırlarımıza geçip yemek yerken yakındaki köpek seslerinden endişelendik ve çadırca aniden öksürük krizine tutularak çadırdan kendimizi dışarı atmak zorunda kaldık. Meğer köpekler yabancı bir dağcıya saldırınca adam korunmak için gaz sıkmış, bizim çadıra gelen de o gazmış. Tekrar yatışıp sıcak bir şeyler içmeye çalışırken çadırın dışına bırakılmış bir telsizden 22.03’te feryat halinde yardım çağrıları duyduk. Faaliyetten önce ilk yardım simülasyonu planlaması yapmıştık fakat orada beklediğimiz iyi performansı sergileyemedik. Kaza alanına varmakta geciktik. Oysaki ilk yardımı yapacak kişilerin aniden olay yerine doğru harekete geçmeleri gerekiyordu, bu sonradan fark edeceğimiz hatamızdı. Olay yerinde taş düşmesi yaşanıyorken kazazedeleri daha güvenli bir yere taşımak gerekiyordu fakat ben omurilik zedelenmesi ihtimaline karşı bilinci kapalı hastayı aynı yerde sedyeye almaya çalışmak daha doğru olur diye düşünmüştüm, bu da başka bir hataydı. 22.18’de simülasyon bitti. Kampa dönüp sıra olduk ve eksiklerimizin söylenmesinden sonra 22.37’de sabah 8’de tüm kamp yüküyle sırada olmak üzere serbest bırakıldık. Bu gece bivağa gidecek ekipte ben de vardım. Ayakkabılarıma çiğ düşmesin diye içine koymak için yanıma poşet alıp 23.00’te bivağa girdim. Yıldızları seyrederek uykuya daldım.
3 Eylül Pazar
Sabah 6’da uyandırıldık. Kahvaltımızı yaptıktan sonra hızlıca hazırlanıp kamp yüklerimizi sırtlanarak sıraya geçtik. Fotoğraf çekimi oldu, ardından mıntıka temizliği yaptık. 8.22’de dönüş yürüyüşüne başladık. Havanın sisli olması yürüyüşü esrarengiz kılıyordu. 9.37’de Tekepınarı’na varıp mola verdik. 9.49’da tekrar yürüyüşe başladık. 10.44’te Arpalık’a vardık. Verdiğimiz molada ben faaliyetten sonra Olimpos’a gideceğim için tükenmesin diye biletimi aldım. 10.57’de tekrar yürüyüşe geçtik. 12.32’de Ordos’taki TDF evinin bahçesine geldik. 13.00’e kadar serbest kalarak dinlendik. Malzeme sayımı yapılarak İstanbul’a dönecek arkadaşlar teknik malzemeleri aldı. Ardından faaliyet toplantısı yapılarak düzeltmemiz gereken mevzular üzerinde duruldu. 13.36’da araç geldi ve yükümüzü yerleştirip bindik. 14.43’te Niğde terminaline gelerek şehirde hamama gideceğimiz için gerekli eşyalarımızı yanımıza alıp geri kalanını otobüs firmasının odasında bıraktık. Tekrar araca binerek 15.02’de hamama vardık. Ardından akşamki otobüs saati gelene kadar bir restoranda yemek yedik ve çay bahçesinde sohbet ettik. Bu faaliyeti mümkün kılan ve emeklerini eksik etmeyen YTÜDAK’ın değerli eğitmen ve gelişimlerine çok teşekkür ederim.