Kamp Yeri : Arpalık Mevkii
Ekip: Ayberk Sözer, Alper Kılıçalp, Serkan Çelik
Tarih: 11.08.2019
Rota : İtoturumu Kuzeybatı Kulvarı ve Kuzeybatı Yüzü Rotası
Yine bir bayram, yeni bir değerlendirilebilecek zaman olunca Alper ve Ayberk ile geyik yaparken kabaca yapmış olduğum planı yapılabilir bulmuşlardı. İlk hedef İtoturumu Kuzeybatı Kulvarı ve yüzü rotasıydı. Alper rotanın detaylarıyla ilgili Tamer ve Ege’yle konuşmuştu. Ben ve Ayberk’te geçmişteki tüm raporları irdelemiştik. Alper’le rotayı ilk gün mü yoksa sonrasındaki gün de mi tırmanalımı konuştuk. Aladağlara ilk geldiğimiz gün tırmanmaya karar verdik.
Yorucu bir o kadar da keyifli otobüs yolculuğu sonrasında ben sabah 05.10’da Niğde Otogar’a Eskişehir üzerinden gelmiştim. Alper, Ayberk , Ender ve Mahmut arabayla bir önceki gün sabaha karşı Salim Abi’nin eve geçmişlerdi. Ben Çukurbağ’a geçecektim, oradan Salim Abi bizi Arpalık’a atacak ve sonrasında da planımızı uygulamaya koyacaktık.
Arpalık’a vardığımızda saatler 10.20 civarıydı. Mahmut ve Ender planları doğrultusunda Tekepınarı’na devam ettiler. 11’e doğru, Alper, Ayberk ve ben hızlı bir şekilde çadırı kurup kampa yerleşip malzemelerimizi alarak İtoturumuna doğru yola koyulduk. Yaklaşık 50 dakikalık bir yürüyüş sonrasında rota dibine varmıştık. Burada biraz soluklandık, sulandık, şekerlerimizi aldık.
Aşağıdan bir kaç kez rotayı nasıl takip edeceğimizi tartıştık ve kulvar hattı üzerinden devam edeceğimiz tırmanışa başladık. Net kulvar hattı bizi istediğimiz noktaya götürecekti. Kulvar hattı, zorlayıcı olmayan serbest tırmanışla aşabildiğimiz kısa pasaj ve çarşaklar içermekteydi. Biraz çarşak, biraz ot, biraz serbest tırmanış arada kısa molalarla yaklaşık 2 saate raporlarda okuduğumuz büyük kaya kütlesine gelmiştik.
Bu kaya kütlesi adeta zirveden yuvarlanırken zamanda durmuş ve filmlerdeki yol ayrımı gibi size iki seçenek sunmaktaydı; sağdan mı, soldan mı?
Ayser’lerin raporda bu ayırımı net hatırladık ve onların sağdan gittiğini de, biz elbette solu tercih ettik. İp açtığımız tek nokta burası olmuştu, iki hamlelik bir tırmanışla bloğun üzerinde olmayı umuyorduk ama hafifçe negatif bir yüzeyde iki hamleydi. Öncesinde kayanın imkan verdiği noktalarda 2 cam ve sıkışmış bir kaya parçasına perlon üzerinden ekspress atarak ve kendimi biraz sıkıştırarak kaya üzerine kendimi atmayı başardım. Sonrasında yukarıda bir babadan istasyon alarak Ayberk ve Alper’i yanıma aldım.
Kaya bloğunun üzerine herkes geldikten sonra biraz işler karışmaya başladı. Zirveye kendimizi çok yakın hissediyorduk . Çıktığımız kütlenin hemen solunda ve üstte bir set gözüküyordu. Bu noktayı Alper tırmanmaya başladı ancak bir süre sonra tırmanış veren hat gitti ve yerine düz bir duvar geldi. Alper yaklaşık 10 mt yükseldikten sonra bir kum saatinden geri indi. Tüm tırmanış buraya kadar hızlı gelmişti ancak sıkışık kaya kütlesi ve sonrası yaklaşık 3 saatimize mal olmuştu. Solun daha da soluna bakındık ancak zirveye giden rahat bir hat bulamadık.
Alper’in tavsiyesi ve yönlendirmesiyle Ayser’lerin izlediği sağ hatta geçtik ve Alper buradan zirveye giden hattı buldu, konu çözülmüştü. Alper serbest bir şekilde ve adım adım bizi zirveye taşıdı.
Zirvede yaklaşık
yarım saat etrafı inceledikten sonra iniş için arayışa geçtik. Üzerinde
bulunduğumuz bloğun hemen altında güneye bakan tarafında sanki dün
bırakılmışçasına güzel yeşil bir sikke ve morlu beyazlı bir perlona rastladık.
İniş için hazırdık, önce Alper inmeye başladı, sonra ben indim en son Ayberk
backup ‘ı da toplayıp inmişti. Ancak ip çok gelme niyetinde değildi ve ip inişi
yaptığımız noktada oynayan bloklar vardı. Biraz ısrarlı davranınca ipte kendini
bıraktı. İkinci istasyon noktasında yer alan perlonlar üzerinden yine önce
Alper, ben ve en son Ayberk olmak üzere indik.
Son ip inişimizi de yaptıktan sonra toparlanarak Türk rotası kulvarı üzerinden aşağıya inmeye başladık. İndiğimizde hava yavaştan kararmaya başladı. Kampa varışımız 22.00 civarıydı. Çoban köpekleri bizi karşılamıştı.
Hızlıca birşeyler atıştırıp kendimizi tulumlara gömmüştük. Keyifli ancak yorucu bir tırmanıştı.
Ytüdak, Alper ve Ayberk’e tırmanış için teşekkür ederim.
Serkan ÇELİK / Gelişim